Yolcular
‘Hangi dünyanın kahkahasına sokuluyorsam,
orada bulduğum bir iz oluyorsun sen’ Yolcular giydiriyorum durmadan / Yolcular çiziyorum rengârenk / Yolcular buluyorum elimle koymuş gibi / Yolcular uğurluyorum gözlerim nasır / Yolcular karşılıyorum en misafirperver maskelerle / Yolcular oluyorum giyinik ve hazır / YOLCULAR GİYDİRİYORUM Omuzları dik / göğüsleri gür Alımlı adımlarla seğirten Başları büyük bir aklı semirten Boyunları raks eden kuğular gibi ak Yolcular giydiriyorum saçları parlak Yolcular, yollar gibi kıvrak. YOLCULAR ÇİZİYORUM Yayvan tebessümleri inci doğuran Gözleri ufuk dilleri umut Yolcular kaydediyorum pamuk tenlerini ovan Semah dönen eteklerinde alev çağrıları Yolcular çiziyorum her biri çağ gören Yolcular ki soyumu tıkatmalı hışırtıları. YOLCULAR UĞURLUYORUM Saydam boncukların ardından bakan Kelebek dudaklarını giderek boğan Yaslanıp gözyaşı duvarına Yolcular buluyorum mazisi öksüz ve buruk Yolcular atıyorum arkalarında bir ben tutuk. YOCULAR KARŞILIYORUM Üstlerinde deniz kokusu buram buram Ceplerinde balıklar dalgalarla çırpınan Yolcular ağırlıyorum yükleri ses Yolcular, eşyaları sıcak nefes Selamlarından sevinçler damlayan Yolcular buyur ediyorum Dizlerinde gündüzler sarkan. YOLCULAR GÖRÜYORUM Tuzlu ağızlarında ebedi mühür Sanki intihar etmiş müsvedde bir türküdür Greve talip gücenen dilek korosu Sükûtun dilinde pek hür Pek samimi akıyor yürek burgusu Yolcular izliyorum istikbali küt mazisi gür Yolcularla gidiyorum paldır küldür. Yolcular selamlıyorum alnıma çakarak / Yolcular anımsıyorum iyi yanlarına tutunarak / Yolcular saklıyorum kıymetlim gibi / Yolculara koşuyorum demeden kar tipi / Yolcular ağızları kırmızı bültenli. ‘Nerede bir yolcu olsam orada bir koku duyuyorum tanık, orada sana dair bir ses, yanık mı yanık.’ Zeynep Hicret |