Öyle Birşey İşte
yakışmazdı kaldırımlara bu yağmurları bulutların
gölgeleri insanların, bu denli uyaklı tutuşmazdı geceye düşen birkaç damla sahici gençlik anısı birkaç kaşık rus salatası, kahvaltı buluşması eskiden sabahlar bu denli geç başlamazdı gün ışımazdı gecenin bir vakti kızıl saçlarından ve ayrılık kör cahillerin canını bu denli yakmazdı kurtulamıyorum gökgürültüsü şiddetinde sancılarımdan susuşlarımdan ve sürünüşlerimden bir tutam gökyüzü biraz da bir aşkın sonsözü dökülüyor bütün sancılarımı bir akşam dinginliğinde tüttürüyorum denize karşı, öyle güzel dokunuyor ki bu kentin kışı ellerime, ellerim sen oluyor bir anda, sarılıyorum onlara duygulara, duygusuzluklara, korkulara biraz da yeni bir aşka başka ne kadar karmaşa varsa kalbimde ve aklımda hepsini içimde hiç yokmuşçasına, bir yoksunluk sanıpta gökyüzü oluyorum, kıyıkentin bilinmeyen bir ücrasında. susuyorum ama bir yanımda sarı saman kağıdı kıvamında birisi su dökse yazılar karmaşıklaşacak aşk mektubun. only love can make it rain in notalarında yağmur oluyorum kafana düşüyorum bilekliğim takılıyor saçlarına ama yalnız kafana düşebiliyorum ne kadar saydam olsam da yüreğine ulaşamıyor benim hayali geçişken sevgilerim rüyamda dahi kocaman bir anısal boşluk yaratıyorsun içine giremiyorum dışına çıkamıyorum, yalnızca izleyebiliyorum karabasan gibi özlüyorum, bağırıyorum sesimi duyuramıyorum araf gibi arada kaldım soğukta ve sıcakta, sende kaldım kurtulamıyorum. kapıyı çarpıp gidemiyorsun bile, çünkü kapıya kadar gelmemişsin özlemin kapıdan içeri girsen geçecek, son bir veda, belki son öpücük kapılar üstüme üstüme kapanıyor her kapı çalışında mesaj bekliyorum kapıyı aç diye, oysa kimse kapıyı da çalmıyor kimse mesaj da atmıyor kapının bir yanında senden bir parça duruyor dokundun sen ona dokunduğun her yere dokunurken ben olamıyorum bir yanım orda kalıyor dokunduğum her yerden senden bir parça alıyorum büyüyorum her geçen gün suskunluklarım büyüyor karamsarlıklarım gözyaşlarım gecelerim virgülleri unutuyorum ardı ardına noktalamasız imlasız bir yalnızlık izdüşümü düşüyor penceremin kenarına yağmur elini eteğini çekiyor camımdan çünkü ses yapıyor, senden başka ses duyamıyorum kaldırımlarında seni arıyorum ama her görüşümde seni yanına gelip konuşamıyorum kaçıyorsun benden her geçen gün ben bende kalamıyorum. |