Hadi gel! Bir oyun oynayalım seninle Kazananı da s/ona bırakalım.
Başroldeki aktörün adı ’aşk’ Figüranınki ise ’insan’ (adam, kadın) olsun.
Konuşsunlar birbirleriyle Ayrıntıların keşfine çıkıp Hilesiz sözlerle dillensinler Biz de uzaktan seyr-e dalalım Var mısın?
I. Ağlıyor adamın yüreğinde Aşk! Sesleniyor olanca gücüyle! Kim daha üstün, söyle bana adam! Sen mi? Yoksa ben mi?
II. Unuttum sana dair bildiklerimi Hüzünle beslediğim intizarlar Dökülürken dudağımdan Meğer sensiz, Aşk’sız Yalancı bahar olmuş ömrüm.
III. Bak! İtiraf ettin işte! Ben gittim gideli yüreğinden Ölü özlemler sardı bedenini Ben daha üstünüm senden! Yokluğumda; Yalnızlığın suskunluğuna Gömüldü yüreğin.
IV. Hep dönüşünü bekledim aslında... Beklerken seni beklemeyi, Bilemedim! Yüreğimin de yüzüm gibi eskidiğini göremedim! Baktığım her resmimde Sanki ben, ben değilim şimdi...
V. Gör işte! Bensiz geçen yıllarında Zulüm kol geziyor dört yanında Kasırgaya yakalanan sandalın Kürekleri gibi, kırık yüreğin.
Peki neden düşman bellersin o zaman beni?! Aramızda ölü bir yılan Yatırırsın sanki! Bırak! İzin ver hadi! Tüm ihtişamımla doğup Büyüyeyim yeniden gözlerinde...
VI. Korkuyorum seni keşfetmekten! Oysa mutlu olmayı ne de çok istiyor yüreğim.
Ahh bilsen... Bilsen aşk! Korkusuzca Ne de çok seslenmek istiyorum sana. Konuşurken seninle Kendi sesimde kaybolmayı Artık sen varsın demeyi Seninle güzelleşmeyi Yalan olsan bile sana inanmayı...
VII. Korkma! Ya kısmet deyip Bin umut saklı limanıma yaklaş! Yaklaş hadi.. yaklaş adam!
VIII. Söz ver ama bana! Beni, dünyandaki yerine alırken Bir ceza gibi yüreğime düşmeyeceğine Söz ver! Veriyor musun?
Söz diyorsan eğer! Tut o zaman ellerimi Tut! Üşümeyim. Büyü gözlerimde. Topla hüzün sokağımdan Kanadı kırık tüm umutlarımı Topla...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
T/ADIN KALSIN ÖMÜR DENİLENDE AŞK şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
T/ADIN KALSIN ÖMÜR DENİLENDE AŞK şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
masumiyetini silemezsiniz çocukların yüzünden aşkı da kalpten değerli şair işte şiirde mühürlenmiş sayfalardan taşmış şiir tebrikler her daim saygımla nice...
" Korkuyorum seni keşfetmekten! Oysa mutlu olmayı ne de çok istiyor yüreğim. " Sözün bittiği yer, derler ya. Sizin şiirlerinizle şiirler bir başka güzel, dost. Kaleminiz susmasın. Sevgi ile kalın.
sevmek bazen gurursuzca peşindenn gitmek,,, ne çıkar ki insan durduramıyorsa dünyayı,,, dönmeyi bilmeli onunla yorulmadan,,, şu aralar hissiz bir kalbim ve atmamakta orda bir yerlerde,,, nerede hüzün kokusu alsam başlar gözümde yaş ve telefonumda şu şarkı fikrimin ince gülü,,, güzeldi yaşam tadında şiiriniz
Hadi gel! Bir oyun oynayalım seninle Kazananı da s/ona bırakalım.
.../ Gözlerimi bağla elim sende kalsın Aşk'a ilk dokunan kim olursa d/ona kalsın . Aşk yüzyıllardan beri süre gelen tanımsız bir duygunun E halinden (bilinmezliğinden) düşer kalbin köprücük yanlarına. Kim salına kaldı baş aşağı bilinmez.
Sahi aşkın ilk meşalesini kim yaktı diye bir soru ile şiirin sonuna doğru bir yol alalım bakalım. Kazanan kim olursa aklı ve mantığı '' S/ona'' kalsın .
Başroldeki aktörün adı ’aşk’ Figüranınki ise ’insan’ (adam, kadın) olsun.
Bazen Acımasızca oynanan bir oyunun adı gibi aşk. Ne o'nsuz ne de o'nlu olmuyor işte.Kimi zaman kayıp bir gölgenin hemen yanı başında beliren diz çökmüş çaresizliğin adıdır. Aşk insan adlı varlığın labirentidir. Sair/e nin de dediği gibi aşk karşıt cislerin var olmaları ile ortaya çıkan bir kıvılcım mı denmeli buna. Aşkın tarifini bilmediğim için henüz aşkı tarif edecek bir cümle kuramıyorum. ( bu denli yeteneksizim galiba). Olmazsa olmazlarından olan tek kural aşk iki kişiliktir (Bildiğim tek bişey)
Dizeler birbirinin takipçisi , anlam bütünlüğünü sorular eşliğinde devam etmesi hem okurken şiir tadı veriyor hemde görsellik açısından hoş bir görüntü.
Aşkı seyre dalmaya davetiye çıkaran sayın şair'e yanıltılmayan bir aşk söylermisiniz bana ? Hilesiz , düzenbazlık karıştırılmadan yaşanılan bir aşk var mıdır sizce?
Yok galiba değil mi :)
Aşk! titrek dudak arasından temizce çıkmayan en karışık 3 harfin yanyana dizilimi değil mi ?
Kim daha üstün, söyle bana adam! Sen mi? Yoksa ben mi?
Giden mi kalan mı ? der gibi bir cümle anımsıyorum. Aşkın galibi yoktur bence. Her türlüsü miğde boşluğunun hemen üzeride yumruk büyüklüğünde bir dert( his) besliyor Üstünlük kurulmuyor, kurulmadığı gibi yukarda da söylemiş olduğum cümle burda birkez daha karşımıza geliyor.Kalbin köprücük duvarlarına zarar veriyor bu hâl .
Zarar görmek, zarar değilde hani hüzün beslemek diye bir kavram beliriyor insanın aklında .
Pişmanlık mı denir buna yoksa yanılmış bir baharın kışa uyanmasımı denir bilmiyorum ama her aşkın anlatımı gibi bu anlatımda da hayal kırıklığı bazı yerlerde ön plana çıkıyor . ki çıkması bana göre çok normal
Çünkü ; Kırılmayan hiçbir duygu yoktur.Unuttum sana dair bildiklerimi
Bak! İtiraf ettin işte! Ben gittim gideli yüreğinden Ölü özlemler sardı bedenini Ben daha üstünüm senden! Yokluğumda; Yalnızlığın suskunluğuna Gömüldü yüreğin.
... Kimi zaman erkeklerin daha bir canı yanıyor. Evet üstünlük acıyı pekiştirmek ise aslında burda karşı taraf üstün. Ne olmuş yani ayrılık karşı tarafı karşı tarafa beslediği hisler yüzünden kötürüm etmişse işte ne güzel adam burda sensizliğin verdiği acıyı yogurmakta :)) bir Erkek olarak bu kadar acı çektirilmez diyorum yani şiirsel bir anlatımda olsa bu kadar ağır ve derin cümleler ile yüklenmeyin yahu . İnsaf ! ve merhamete davet ediyorum :))
Gömüldü yüreğin ... Gömülen yürek emimin ki susuzluğundan dolayıdır. Aşkın mabedi çölde serab-ın vazgeçilmez tutkusudur. yani burda serap kadın oluyor :)
Diyerekten aklım d/ona kaldı vallahi. :) Off Bu aşk şiirlerinin içinden çıkamıyorum :)
IV. Hep dönüşünü bekledim aslında... Beklerken seni beklemeyi, Bilemedim! Yüreğimin de yüzüm gibi eskidiğini göremedim! Baktığım her resmimde Sanki ben, ben değilim şimdi...
V. Gör işte! Bensiz geçen yıllarında Zulüm kol geziyor dört yanında Kasırgaya yakalanan sandalın Kürekleri gibi, kırık yüreğin.
Peki neden düşman bellersin o zaman beni?! Aramızda ölü bir yılan Yatırırsın sanki! Bırak! İzin ver hadi! Tüm ihtişamımla doğup Büyüyeyim yeniden gözlerinde...
.../ Burda iş değişiyor işte :( Yine kalan mı giden mi ? Biliyordum bu kadar vicdansız olunmadığını. Hani düşler vardır.Pembe hayaller o'nun varlığı ile yokluğu arasında gelip gitmeler M-U-T-L-U-L-U-K ...
Ömrü az kelebekler gibi , ölümcül bir hasta gibidir bu beklemeler. Her ne kadar kin , öfke olsa da sevda denizinde boy göstermek sair'e nin de dediği gibi fırtınaya yakalanmış sandalın kırık küreği ile nereye kadar dipe batmadan gidilir. Ve ayrılık atarken nabızlarda ver misketlerimi oyun bittimi demeli. yoksa karşılıklı isteklerin yeniden gözden geçirilmesi için bir zaman mı tanımalı ? Ne kadar karışık işler. Sonu hep yara bere !
Her ne olursa olsun yeniden doğmak güzel diyorum. yeni bir yaşamın kıyısında mehtabın güzelliğine bakmak onun gözlerinde Sevilen tüm eşyalara dokunmak onun ellerinle. İki kişiyi anlatan müziklerin tınısında kaybolmak onun kullaklarında inadına yeniden yeşermek kuruyan ümitlere ..
Ve hiç bir zaman acıya yüz vermemeli yaşayan yürek sevda uğruna. hiçbirşey yaşamımızdan daha mühim değildir çünkü.
Haykırmak gerekli bazen. Avazımız çıktığı kadar susmak kazanmak için gerekli olan tüm duyguları. Peşinden koşmak yorulmadan bıkıp usanmadan sabır ile beklemek gerekir. eminim ki azımsanamayacak değerde değer yargılarına maruz kalacağız.
Ne demeliyim biliyorum. Ne söylesemde bunca keşmekeş duygunun içinden yara alınmadan çıkılsın. Her türlüsü hüsran her türlüsü kasımın yapraklarını solduruyor ve her türlüsü bir kış yaşama mecburiyeti ile başlıyor Boyumu aşmadan aşk sessizce gitmek gerekli sayfadan.
Yazılan şiirden anladığım kadarıyla derin bir kalem ve anlatılan konu her ne olursa olsun hakimiyetini sağlayabiliyor.
Zira bu zamanda serbest yazımı dahi çığrından çıkan cümleler ile bir araya getiren insan sayısı çok az.
Korkunun ve çekimserliğin olmadığı bir aşkın kıyı ülkesinde yaşamanız dileğim ile.
Çok konuştum sanırım çenemin vidası düştü :)) Daha fazla rahatsızlık vermeden usulca gideyim..
Aklımın yeterince d/ona kalmasına razı olamıyorum .
Böcek, çiçek, puan vs. teferruattır, detaydır gerisi..
Naif yüreginizi bir kez daha tebrik ederim. Evet oku/mak ve anla/mak çok önemlidir. Bunu yapabilmiş isem ne mutlu bana. yorum karşısında sustugum bir cevap ile karşılaştım. Yorumda dediğim gibi yanılmamışım . Kalem derin ve aklı başında bir kalem.
Elimden geldiği kadarıyla okunmaya deger şiirlerin yanında olmaya çalışıyorum.Çok gezerim ama az yerde izimi belli ederim .Ayrılan zamanın önemi yok önemli olan bu güzelliğin damak tadındaki sunumu idi.
Şairlik kısmına gelirsek. Estağ. ben şair değilim.
Asıl ben sizin sayfanızdan geç kalmışlığın üzüntüsünü yaşıyorum. öğleden sonra bir forum konusunda mahlasınız ile karşılaştım merak ettim ve sayfanıza uğradım. bu merak iyi oldu...
Her şiir sahibi hissettiğim duyguları yaşıyordur diye düşünüyorum. Gönül sayfasını ziyarete gelen konuklarının yazdıkları tek bir satır hatta tek kelime bile önemli, değerlidir kişiye.
Hatta; benim tek yorum, tek söz demeden, geldikleri gibi giden sessiz okuyucularım vardır, çoktur. Bilirim, görürüm. Onların her biri de yorum yazmamış olsalar da, yorum yazmış olanlar kadar değerli, önemlidir gözümde. Zira zaman ayrılmıştır, okunmuştur, okumuştur as'l olan da budur tarafımca. Böcek, çiçek, puan vs. teferruattır, detaydır gerisi...
Lakin; itiraf etmeliyim ki; bugüne kadar hiç bir şiirimde her bir satırı keşfe çıkan, böylesi her satırda, satıralarında duran, düşünen, irdeleyen, yorumlayan kimse olmamıştı. Şu an bunun bahtiyarlıığını yaşıyorum. Onurlandırdınız.
Şu an iki hususa hem hayıflandım hem de çok üzüldüm. İlki; Böylesi bir zaman ayırma, emek, yorum karşısında sadece teşekkür ederim demekle kalmayıp bunca emeğin karşılığını keşke ve en azından renklendirerek gösterebilseydim, taçlandırabilseydim sözlerinizi. Ama site, sistem maalesef ikinci kez etkinleştirmeye izin vermiyor.
İkincisi; Nikinizi görmüşlüğüm var. Biliyorum. Ama doğrusu sadece o kadar. Zamanım olduğu ve elverdiği sürece gün içinde yayınlanmış şiirleri okumaya çalışırım. Etkinleştirilmiş yorumları ve şiir sahiplerini de. Maalesef ve ne yazık ki hiç rastlamamışım demek ne yorumunuza ne de şiirlerinize. Ya da dikkatimden kaçmış. Sayfamda sizi ilk kez görmem de belki sebep olup, ulaşmamışım bu nedenlerle gönül sayfanıza. Böylesi bir yorumu okuduktan sonra, kim bilir şiirleri nasıldır diye düşündüm ve kaleminize geç kalmışlığıma üzüldüm inanın. Bu gecikmişliğimi kapatmak ve kaleminizden mahrum kalmamak adına; bilemiyorum ne kadar şiir yayınladınız ama hepsini ilk fırsatta okuyacağım bilin lütfen.
Bunları dedikten sonra geleyim tekrar yorumunuza: Yazdığım nacizane dizeler değerli yorumunuz karşısında sessiz kalmış inanın. Aşkın insanla, insanın aşkla karşılıklı konuşması, söyleşisi olan şiirim, kaleminizle yeniden dillenmiş, konuşmuş, ses olmuş yorumunuz, kaleminiz, g/özünüz.
Ayırdığınız zamana, emeğe, şiir sevdalı yüreğinize, beğeninize, kendinizden kattığınız paylaşımınıza, hepsine can-ı gönülden çok ama çok teşekkür ederim. Kabul buyurun lütfen Sn. Şair.
sevgili sera... gün içinde kısa bir mola versemde sayfanızda yoruma fırsatım olmadı. lakin şimdide yoruma lüzum bırakmayan nişanı göğsüne iliştirivermiş sevgili kurulumuz, şiir hak ettiği yerdedir tebrikler. saygı ve selam ile...
Bozgunlara, tabulara, yasaklara ve mutsuzluklara rağmen insanlığın aşka duyduğu gereksinim, ilkel topluluklardan sonra ortaya çıkmıştır. İnsanlığın evrimi, hem insanın kendisine hem de onun yaşamına zarafet kazandırmıştır; ateşi buluncaya dek avını parçalayıp çiğ yiyen insan, doyma gereksinimini bu biçimde giderirken, çağlar sonra yeme-içme biçimleri oluşturmuş, ilkel topluluklarda yaşanan içgüdüsel, vahşi cinsellik yerini giderek aşkın ve cinselliğin kültürüne bırakmış, ona hayli zarafet ve daha insani bir öz ve biçim kazandırmıştır.
Aşkın ve isyanın ateşini harlamaya gereksinimimiz var. Şimdi müthiş bir deformasyon sürerken, aşk sözcüğü de anlamından yalıtılıp içeriği boşaltılıyor, metalaştırılıyor. Artık insanlar birbirlerini satın alınabilen, takas edilebilen vitrin giysileri gibi görmeye başladılar; pazarlığa yatırılıp, çoğu kez salt cinselliğe indirgenen aşk, anlamından kovuluyor...Aşkı tanımlayan, tamamlayan bir öğesinden, dahası ilk öğesiden söz edecek olursak, "tutku"dan ve aşkın öznesi ya da objesinin "tekil"liğinden, eşsizliğinden söz etmek gerekir. Tutku yoksa aramaz, bulmaz, özlemezsiniz; örneğin doğaya tutkun değilseniz erozyonu, buzulların erimesini vb. dert etmezsiniz. 'Biz biraz da tutkuyla yaşamayan, tutkuyla dövüşmeyen, tutkuyla çalışmayan, tutkuyla sevişmeyen bir toplum olduk.' Kavga da bir tutkuyla edilir, aşk da ancak tutkuyla ifade bulur oysa...
Mütemadi ve doyumsuz bir iştahla okudum şiiri, aşka ve şiire acıkmışcasına!..
'Aşkın ve isyanın ateşini harlamaya gereksinimimiz var. Şimdi müthiş bir deformasyon sürerken, aşk sözcüğü de anlamından yalıtılıp içeriği boşaltılıyor, metalaştırılıyor.' demişsiniz.
Tamamen katılıyorum bu fikrinize.
Hayatın içindeki olmazsa olmazlardan biri olan duygunun, aşkın; insanla olan söyleşisiydi şiirim. Aşkın; Kişi üzerindeki etkileri, her tür olumlu/olumsuz yarattıkları, getirileri/götürüsü, aşka dair korkular, aşkın insana, insanın aşka nasıl baktığı, nasıl gördüğü, beklentiler, ikilemler vb. gibi duyguları genel olarak ifade etmeye çalışmıştım mısralarımda.
Sözleriniz ve değerli yorumunuza ilave olarak naçizane fikrimi de paylaşmak isterim. Aslında toplumumuzda ayağa düşen ya da düştü denilen "duygu" değildir bence. Sadece 'kelime' dir. Saf, temiz, çıkarsız, hesapsız şekilde gerçekten hissedilen gerçek aşk duygusu asla ayağa düşmez. Aşk 'kelime' olarak herkesin diline ya da ayağa düşmüştür sadece.
Zira ve maalesef öyle bir toplum ve kesim haline gelinmeye başlanıldı kii; önüne gelen ilişkiye, beraberliğe "aşk" deniliyor, aşk adı veriliyor. Aşk denilen, sevda denilen o özel/güzel o gerçek duygu tüketiliyor sanki...
Aşkın , insan üstündeki olumlu ve olumsuz ; etkilerine , getiri ve sonuçlarına projektör tutan değerli dizelerinizi büyük beğeniyle okudum.Katılmamak ne mümkün düşüncelerinize.Kalben kutlarım gönül emeğinizi .Şiir için teşekkür ederim. Selam, sevgi ve en derin saygılarımla.
Gezinen bir gölgedir hayat, gariban bir aktör sahnede bir ileri bir geri saatini doldurur ve sonra duyulmaz olur sesi, bir masaldır gürültücü bir salağın anlattığı ki yoktur hiçbir anlamı.
William Shakespeare "Gönül dostum güzellikler sizinle olsun.dost yüreğinize emeğinize teşekkürler,sevgilerimle Cici pazarlar umutla kalın ışıkla...."
Akıcılığı anlatımı ve ilmik ilmik dokunuşu ile usta bir kalem olduğu nasılda belli. yaşam denen bu senaryoda çok canım yandı çok dudak uçuklatan birliktelikler gördüm. Aşk diye yanaştılar limana ama hepside hüzün bırakıp gittiler bu cana demiş dizeler. Ama uslanmaz bu deli gönül. acıtmayacaksa ardından bir hüzün de sen bırakmayacak sa işte kalbim amaq sakın göz yaşı bırakama.. Gez kalbimin aşk vahalarında oarada sana neler sunarım demiş. Peki ama aşk yağmur bulutu olmadan olumu şairem. tamam hüzün bırakmasın ama aşk olsun...!!!
biraz kül biraz duman, bıraktığın bana ardından. sensiz durdu inan zaman, biraz kül biraz duman, ve tek kelimelik nesne AŞK; o benim işte... yaşamak mı ben hiş onsuz olamadım ki adım aşk benim.. ... anlık bu dizeler dökülü verdi işte lütfen kabul buyurunuz efendim. sevgiyle kalın..
hiç olurmu dost kollarında olsa bile acı verir aşk kendinden bile kıskanırsın...yüreğin ve şiirin kurgusu akışı ve ustalığı var olsun...sevgilerim daima esenliklerde kal hemiii...
Estağfurullah. Şiire gölge düşmemesi adına, sadece bir 'okuyucu' gözüyle gördüğüm minik hata/yanlışları söylemek ve şairin dikkatine sunmaktır sadece benimki.. Saygıyla...
çocukların yüzünden
aşkı da kalpten değerli şair
işte şiirde mühürlenmiş
sayfalardan taşmış şiir
tebrikler her daim
saygımla nice...