SONUNDABülbülün göğsü gülde, müştakların gönülde, Âşıkların gözyaşı, al olmalı sonunda. Öncesi baldan tatlı, sonu zehir olmadan, İçtiğimiz her zehir, bal olmalı sonunda. Söz gönül fırının, pişerek aşk harında, Feyzi akdetsen gelen, kâl olmalı sonunda. Gösterişsiz ibadet, mütevazı duruştan, İlmi irfanla dolu, hâl olmalı sonunda. Resulü Kibriya’dan dersini tamamlayıp, Bülbüllere gül dolu, dal olmalı sonunda. Sidretü’l-Münteha’dan geçip Kab-ı kavsyn’e Orada ebediyen “kal” olmalı sonunda. Şu gönül sarayına, konuşan sultan gelip, Yaralının dilleri, lal olmalı sonunda. 13.12.2010…Mustafa YARALI |
yüreğine kalemine sağlık can abim