kempol ,
şiirin sahibi
12 Aralık 2010 Pazar 00:47:48
Çok teşekkür ederim sayın Mehmet Çobanoğlu. Ne kadar anlamlı, duyarlı, harika güzellikte bir yorum yazmışsınız sayfama. Sizinle şereflendi hem şiirim, sayfam, bende onur ve mutluluk duydum sizi tanımakla. Hoş geldiniz değerli dost kardeşim!... İster Kürt, ister laz, ister arnavut, çerkez hepiiniz, herekes benden bir parçadır, kardeşimdir, yüreğimde sakladığım en güzel, en yanık yaşamımızdan birer parça olan sevgi çiçeği türkülersiniz. Böyle görüp düşünüyorum; Bu yurda, bu coğrafyaya, ATATÜRK devrim ve ilkelerine bağlı , CUMHURİYETİME sadık ve Türkiye sevdalısı olan aydın ve cesur insanlarımı. Ne demektir Kürt düşmanlığı? Alevi sünni ayırımı? Bu iki toplum insanımızdan da hiç bir zarar, hiç bir ihanet gelmemiştir bu ülkeye. Ayırımcılığı, dinci siyaset baronları ve Lozanın rövanşını almak iteyenlerle birleşip bu ülkeyi parçalamak isteyen entel liboş ve sahtekar demokratlar körüklemektedirler. İş hesap sormağa bedel ödetilme sırasına gelince bu ihanet şebekeleri bakalım o zaman ne yapacaklar? ihanet çeteleri, dün bu coğrafyada çekilen acılardan, verilen mücadelelerden haberleri olmayanlardır. Dünü yaşamayan, bu coğreafyada her karış toprağın kan ve canlarla yoğrulduğunu, binlerce kavim ve insan topluluklarının ayak izleri bulunan bu toprakların nasıl korunup bugün yaşam alanına kavuşturuylduğunu bilmiyor, tarih okumuyor, kendi kavminin gelenek ve göreneklerini, yaşam sorunlarını gözardı ederek ezeli düşman dış güçlerle birleşiyor, onlara yalakalık yapıyorlar. " Benim cemaatim, benim ırkım, benim dindaşım, feodal düzenim yok ediliyor. Ben aşiret olamıyacağım !... cahil ve sefil bıraktığım halkımın kafasıuna basamıyacağım !... Onlar sayesinde ağa, bey paşa, aşiret reisi oluşuma kimseyi dokundurmayacağım !..." diyen hainler insan haklarından bahsediyorlar sahtekarca, utanmadan, vicdanları sızlamadan. Bunu da aşacaktır bu asil ve necip millet. Hiç bir ayırıma, o harika mozaiğin parçalanmasına asla izin vermeyecektir. Türk Ulusu, vergilerine haciz konduğu, demişryollarının alacaklarına karşılık yabancılarca işlşetildiği, devlet vergilerinin kaynağından Fransızı, Almanı, Frengi tarafından maliye kaynağıundan bizzat haczedildiği günlerden daha kötü günlerde değildir. O mezalim ve onur kırıcı korkunç yılları bile yenip yoketmesini bilmiş, başarmış bir ülkedir, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ. Bu güngü bu rezzil, ihanet ve hainlik sergilenen günleride aşacaktır. Halkın tepesinde emperyalist ve sömürgen vahşi kapitaizmin sömürüsüne de mutlaka son verecektiir; vermek zorundadır. Aksi halde Kürdün, Türkün, çerkezin - lazın, sünninin ve alevinini, harika mozaik olan halklarımızın ezilmişliği, vahşice sömürüleri devam edecektir. Bu topraklar üzerinde yaşayan halklar... Bilhassa da önder durumunda olan cesur aydınlar bunu hiç unutmamalıdırlar. Onların sorumlulukları, rol insan tavırları son derece önemlidir, hayatidir. Ranta dayalı sömürünün esas kaynağı dini - imanı olmayan, hele insafı ve vicdanı hiç bulunmayan VAHŞİ KAPİTALİZİMDİR. Şimde artık bundan sonraki süreci ve boyutu ULUSLAR ARASI BİRLEŞİK GÜÇ OLARAK UYGULANMAYA BAŞLANACAĞIDIR. Güzide bir coğrafyanın, nadide bir parçasını kendilerine vatan ve yaşam alanı olark seçmiş olan insanlar, " Benim kimkliğim, senin ırkın, ana dilim, baba dilim, aşirertim, cematim, tarikatım" söylem ve kavgalarını bıraksında, üzerlerine gelen korkunç, heyulenin yıkıp yokedici, sömürücü, insanı hepten köle edecek baskı ve sömürü rejiminin gelişine baksınlar.... Bu öyle birşeydir ki : " seninki, benimki - şuna değimiş, buna değmişi asla ayırd etmez; hepsini aynı cendereye koyarak, istediği mengenede sıkar, suyunu çıkartır. Asıl zalimlik, insafsızlık, korkunç sömürü, insanı " HİÇSİZLİĞE " uğratacak olan bu emperyal güçtür. İnsan haklarını koruduklarını söyleyen kışkırtıcılar bunların uşağı ve yalakalarıdır. İnsan için en büyük onursuzluk, kendini kullandırmaktır, kula kul olmak, uşaklığı kabullenmektir. Hiç kuşkunuz olmasınki böylesi atalet içinde bulunanları, Yaratan bile affetmez herhalde.
Bu nedenle değerli kardeşim, bir çoğrafyayı, orada nadide bir toprak parçasını kendilerine yaşam alanı seçmiş olan halklar, Kürdü, Türkü, Lazı Çerkezi, arnavudu, hülasa mozaiğin bütün parçaları, Kardeş olduklarını, geliş ve çıkış noktalarının bir olduğunun bilincine varmalıdırlar. Hiç bir birey, kendi ırk ve ünvanını bir diğerine karşı kutsanmış ve baskı aracı olarak, üstünlük payesi gibi gösterip kullanmamalıdır. Birey kendi gelenek ve göreneğini, kültürünü, kendi dünyasında yaşamalı, bir diğer birey kardeşine dayatmamalıdır. Böylesi saiklerle ayırımcı bir yol izlememelidir.
Çünkü devletin birliği, o devlete vatandaşlık bağı ve görevi, sadakatı esastır. Bu sağlanamazsa, toplumlarda sonu korkunç acılarla biten parçalanmalar görülür ki, bunda herkes bütün bireyler zarar görür.
Esenlik dileklerimle selamlıyorum sizi değerli dost kardeşim.