Hiç Bir Şeyde Gözüm Yok
yine göç hazırlıkları var aklımın tam orta yerinde
şiir kokulu taşralara yolculuğa hazırlanıyor ruhum kasığıma sancı kalan tüm matemlerden silkinerek üstüme dolanan sarmaşıkları koparacağım kökünden sanki geçmişi derinlere gömerek damarlarımda kabaran bu med-cezir ne kadar kamçılasa da canımın kıyılarını o rüzgâra süreceğim içime çöreklenen karanlık sokakları mutlaka bekleyen bir boşluk vardır bu koşulsuz göçü sırtıma yapışan siyah ceketimden de kazınıp bir istasyon bir durak gideceğim işte o yere tüm o sözde pembe öykülerimi ateşe tutarak bir kendim bir ben birde yanlızlığımı peşime takarak yeter artık mor suların ellerime bıraktığı ıslaklık güneş içen şiir gözlü iklimlerde de yanayım biraz bu kadar günah varken çıkınımda tenimi deliyor içimdeki zehirli mızrak hissetmeye başladım yine bağlasalar da durmam buralarda hayatın iplerini bıraktım diyorsam kimsenin de elinde atılmaya nâzır buruşuk mendil değilim takvamı zorlayan kirli elleri bırakırken fıtratımın bedelini bilerek borçlandığım aşikâr karnımı doyuran maddiyatın kirleri ile bembeyaz vefa’nın sadakatini nefretimle örttüm bu yüzden işte bazen toprak bazen de isyan koktum aşk denen o zelzelenin öyle bir sallandım beşiğinde ki hani ezberimde olan o büyük efsane hikâyeler olmasa en çok ben sevdim diyeceğim şimdi içinde aşk olmayan bir tek küfürlü sözüm yok dedim ya zamanı geldi artık utkum göçtedir benim ’’hiç bir şeyde gözüm yok’’ Faruk Civelek |
sırtıma yapışan siyah ceketimden de kazınıp
bir istasyon
bir durak
gideceğim işte o yere
yüreğinin coşkusuyla coştuk be üstadım
sevgiyle