KARANLIĞIN KOKUSUİniyor eteklerden keyfe keder bir akşam ; Oysa aldırmadığın akşamda bence yaşam. Gölgeler kabuğuna çekilirken art arda, Öptüm son güneşleri benim işte sırada. Baksaydım içinizden karanlıklarınıza ; Kapadım ışıkları alsanız aranıza! Elimiz kaç zamandır okşamaz bir öksüzü ; Bizde şimdi nasılsa göremiyor göz gözü! Boğulduk, geliyorduk zaten dumana, sise ; Bilmezsin, vurgun doğduk karanlıkta ki sese! Bir dolunay hayali, kovarken güneşleri ; Bildiğimden çok keskin karanlığın dişleri! Işıkları yakmadan biri beni yıkasa ; Acıtmıyor nasılsa, kanıyor yaram oysa... Kesilmiş kanat sesi, kuşlar dönmüş yuvaya ; Bir zulumat çöküyor işte dağa, ovaya... Karanlıktan korkarak, acep uyuyor mu su , Bilir misin nasıldır karanlığın kokusu? Dolunaya eş olsan boğar mı zulmü nurun , Karanlık kasıldıkça, büyüyor mu kamburun ? Karanlığa kar yağsa, aklanmaz aşık için ; Kaç gece beklemeli, bir ince ışık için ? Çökerken içimizde, ağır ağır tiranlık ; Bir düşün olur muydu, olmasaydı karanlık ? Işığın karanlığı öptüğü çizgideyim ; Bu akşam, bilmediğin yanık bir ezgideyim... Nasıl da iyi gelir, uyansa sular bir an ; Geçerken dizi dizi karanlık aynalardan... Hayrettin YAZICI |