YUSUF HAYALOĞLU
Yusuf HAYALOĞLU
“anısına…” Vay anasını be sayın seyirciler!.. Hayal gibi gitti … Kör topal “Ah! Ulan Rıza”nın arkasından… İçine mi doğdu? Bilmem ki… Hırsımdan aç karnına bu sabah Açıp da boşalttım şişeyi… Kapattım telefonları Sürgüledim kapıyı sonuna değin Merağından ölse de anam. Bilirim bu böyle gitmez Komşu kızı NALAN!.. *** Oysa en iyi arkadaşımdın Çakralarımın ruh ikiziydin Sen benim!.. Ne gülebildim Ne de açıldı Gözlerimin bozuk vanası… Öylece dona kaldım Sandım ki bir eşşek şakası bu! **** Çıldırmış dediler loto Ben de enteresan hayallere dalıp da üç kupon oynadım bu hafta… çıksa iyi olur! Önce; dırdırını-vırvırını çektiğim Şu karıyı boşarım… Sonra; cillop gibi bir mersedes çekerim altıma Ferdi’den mi? Yoksa Orhan Baba’dan mı olur Bir güzel kaset sokarım içine Fink atarım boğazda… “Senin derdin dert midir? Benim derdim yanında…” *** Dağıtırım elimde kalanları Bilirsin sen beni Olmasa da cebimde param Dost bildiklerime Sırtımdaki ceketimi veririm… *** Antalya’da aldım acı haberi falezlerin başındaydım! Ha attım Ha atacaktım kendimi… Yer gök dahil! Görüyor musun? Çığlık çığlığa bu martılar sana ağlıyor! İndirmiş gemiler demirlerini… *** Arkandan konuşmak yakışmaz amma Diyorlar ki; Ahmet’i Kaya yapan oydu! Bilmez miyim? Cancağzım Bilmez miyim..! Orhan’ı da “ Baba” yapan Samsunlu kamyon şoförü “Cemal abi” değil mi?… *** Hayat dediğimiz şeyin Altı üstü bir lokma teferruat !.. Damarlarımı cızlattın yine… Bırakıp da gitmek var mıydı? Daha 53’ünde… Bak! Altı yaş büyüğün değil miyim? Ben senden! İnsan abisine haber vermeden gider mi? *** Yaşamak buysa eğer Eh! İşte…Yaşıyoruz kör topal. ters çevrilmiş bir şişede “Kum gibi” tükenerek… devrilmiş kadehler gibi Fır dönüyor başımız… Suskunuz bu akşam üstü Neylersin… *** pupa yelkenlerim yırtıldı zaten içimde kalan cam şişeleri… Açılmak mümkün değil bundan sonra! Marmara’nın boğazına doğru… kürek mahkumu ettin sen beni! Bu nasıl ayrılık? Kaşla göz arası. Belki de… En iyisi temiz bir ölüm! Ardında borç harç bırakmadan. Beddualar almadan Bir pusula yazmadan… Oysa düşmana inat Bir gün daha fazladan yaşamak! Değil miydi hayat? Söyler misin “İki gözüm!” *** Hiç kuşkun olmasın! Bu gidişle üç vakte kalmaz Bende gelirim!.. Ey! Yusuf’un oğlu HAYALOĞLU! “Kaç saatlik yol ki şunun şurası…” Gülten Abla’ya selam ederim. *** Hayalleri bundan sonra Bilmem kim süsleyecek? İşte gidiyorum! Çeşm-i siyahım! Bir mektup bıraktım sana Ey sevgili Türkiye! Ey! “İki gözüm!” Hakkını helal et bana!.. İntihar mavisi Gözlerinden öperim… Alp Altundal Antalya, 3 Mart 2009 |
Bilmem kim süsleyecek?
İşte gidiyorum!
Çeşm-i siyahım!
Bir mektup bıraktım sana
Ey sevgili Türkiye!
Ey! “İki gözüm!”
Hakkını helal et bana!..
İntihar mavisi
Gözlerinden öperim…
Yüreğine sağlık dost şair.Nefs şiirnizi kutladım selam ile