HATİCE SULTAN
Dün yine dostlar bendeydi…
Sen onlara “malum şahıslar” da diyebilirsin üçüncü sınıftan bir apartmanın kiralık zemin dairesinde. Eh! Buna da şükür… Önce; Giresun’lu Emekli Başçavuş Hakan udu aldı eline. Adana’lı çingene Şükrü’de yaylı keman Bendirde topal Yavuz. dolaştık şöyle neva perdelerinden… Hicaza mı? Yoksa rasta mı girsek diye? Kararsız kaldık bir süre Segahta karar kılınca Yavuz Ucuz şaraplar eşliğinde Vurduk şişenin dibine... *** Derken efendim Çilingir soframıza gelmeye başladı bir bir Unutulan “Eski Dostlar!” Eskimeyen Arkadaşlar… Sonra; Sadettin Kaynak’lar… Selahattin Pınar’lar Tatyos Efendi’ler… Bu arada; bir miktar sürçü lisan ettiysek eğer İkinci kadehten sonrası affola… *** Ve dünden beri Bey Dağlarının dibinden öyle bir lodos çıktı ki Vuruyor ha bire dipten gelen öfkesini… Sanki şehir yıkılacak Azizim!… Nere gitti ansızın? Yok olmuş. Yolcusunu indiren gemiler, boş tekneler, kum yüklü mavnalar…Söyleyin bana Ey! İncir kuşları, yelkovanlar Çığlık atan martılar … Yoksa Ben mi yitirdim yolumu? Ayağım kaydı da düştüm mü yoksa? Falezlerin başında. Bak yine buğulandı iki gözüm *** Olimpos’taki tanrılar Şahit! Bir güzel sövüp, boşalttım daralan içimi Bu şans denilen şeyin tükürdüm yine içine… Bu hafta da resmen iğfal edildik! Belki bir gün çıkar diye Elimizde kaldı Ortaklaşa aldığımız biletler… *** Kafamız cilalanmıştı ne güzel Tamburi Cemil’lerin Neyzen’lerin demindeydik… Muhabbetin tam ortasındaydık güya Hiç ummuyordum Beklemiyordum anam babam Ve tümden unutmuştum ben seni Neyi hatırladım da böyle? Zaman tünelini oyup da geldin!… Oysa, bir güzel naftalinleyip kilitlemiştim ben seni Çeyiz sandıklarının arasında… Osmanlı’dan kalma, hiç okumadığım Bir kitabın içindeydin belki de… Resmetmiştim bir tuvale O gururlu boynunu… *** Hani? Dans etmiştik ya? bir gün İçimizde tutuşan sıtma nöbetleriyle Hani? Gözlerine asmalı köprüler kurmuştum ya? Derinden bir Ahh! Çekmiştim o gün... “Ah’ım mı kaldı acep? Ah’lar içinde” İzimi nerden bulup da geldin?... Ey! İçimin ince sızısı HATİCE SULTAN!.. Sağlammış demek ki işçiliğin İzler silinmez köprüler çökmezmiş kolay kolay Hoş geldin! Uykularımın uykusuz perisi Hoş geldin!.. Alp Altundal Antalya, 2 Mart 2009 |