ANKARA 'YA GİRERKENŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 1965 yazı Ankara’yı ilk görüşümdü. Bir hafta kadar kalıp sonrada İstanbul’u ilk kez görmüştüm.
Karanlığın perdelerini bir bir aralayıp
Semana yükselirken trenimin ıslığı, Bildim ki; veriliyor Ankara’mın salığı. Bir yaz gecesiydi, Koparcasına, uçarcasına geldim sana Bozkırımdan, Doğu Anadolu’mdan. Yıldız yıldızdın zifiri karanlıklar içinde. Gördüm ışığını ta Elmadağı‘ndan. Ufuklarında zafer tak’ları gibi ışıldıyordu Üst üste binen evler. Bağrına sığmayanlar Tırmanmışlardı tepelerine birer birer. Heyecanla dolup taştı gönlüm, Kolay mı? Başkentimi gördüm. Düşündüm başkent oluşunu, Anlatılmaz duyguların zeminine gömüldüm... Sabah, ziyaret ettim Anıttepe‘de Atam‘ı Minnet duydum kurtardığı için güzel vatanı. Allah rahmet eylesin Vatan için bu topraklarda yatanı. Kızılay‘da yükselerek , Geri kalmışlığa diklenen, Hadi hayırlı olsun. Bitmek üzere gururumuz İlk gökdelen. Ulus‘ta at üstünde, Ankara‘ya can veren. Beraberinde iki Mehmetçik Ve Cephaneci teyzem. Çubuk barajında setten aşağı Bakınca gördüm, Çiçeklerle dokunmuş halı kuşağı. Bir anda Ankara‘da sandım hayatı, Görmeden Boğaz’ın suyunu martısını. Tekerleklerin refakatinde söyledim, Vefasız kızlarının o güzel şarkısını. Salık: Bir olgu ile ilgili verilen bilgi |