YAĞMUR YAĞIYOR
Yağmur yağıyordu bu gece şehre;
Bulutlar ağlıyordu, Gökyüzünden düşen yağmur damlaları, Bazen çiselercesine, bazense deli dolu, Gecenin koynuna, hasretin kollarına akıyordu. Yağmur yağıyor bu gece şehre; Sokaklar bomboştu, Yağan yağmur damlalarından başka kimse yoktu, Küçük bir çocuk gibi, deli dolu düşüyordu sokağın dört bir yanına… Gece sisli ve yalnızdı. Yağmur yağıyor bu gece şehre; Toprak titriyordu, yağan yağmurun altında, Soğuktan üşüyormuş gibi ürpererek, korkarcasına titriyordu, Dört bir yanı duman ve yalnızlık kaplamıştı, Gece ağlıyordu. Yağmur yağıyor bu gece şehre, Boş kaldırımlar yorgun bir günün ardından, Gecenin sessizliğinde, yağan yağmura ev sahipliği yapıyordu, Bir tek sevdanın ayak izleri silinmemişti, Birde aşk ateşiyle yanan özlemler ıslanmamıştı. Yağmur yağıyor bu gece şehre, Kaybolan özlemlerin varlığını yok etmek istercesine, Kalplerde yanan aşk ateşini söndürmek istercesine, Gündüze inat, geceyle dost olmuşçasına, Kusuyordu içindeki kin ve nefreti bulutlar. Yağmur yağıyor bu gece şehre, Gecenin karanlığını bölercesine, Mektup satırlarında kurumaya yüz tutmuş özlemleri, Kıskanırcasına yağıyordu; Ve ağlıyordu bulutlar. ZÜLKÜF KILIŞÇI |