HER AŞK MAVİYE SARHOŞTUR BİRAZmanidar bir yalnızlık gece karaltısına saklanmış sanki biliyorsun oysa çıplaksın adamakıllı seyreltilmiş rüzgar ferah esiyor sanıyorsun önceleri umurunda olmuyor tenine değen nem taneleri ruhuna kırmızı sarhoşluğu karışınca yenine saklanmış güfteler düşüyor sonra diline ne çok seviyorsun sarhoşluğu be deniz sonra eşkiya makamında bir küfür dağıtıyor havadaki sakinliği ’’ben seni değil seni sevmeyi sevdim’’ şarkı sanıyorsun ama değil! bir müddet sonra farkediyorsun geminin çoktan rıhtımı terkettiğini... kendini işgal etmelerin dışında usun berkemal aslında biliyorsun Şatt_ül Arap suları kadar kavgalısın kendinle hayatın verdiği ne zaman yetmiş ki ademe yetmişiki sustalı esaret yapışmışken yaftana bunlar da idare_i maslahattan! öyle de demezsen çatlarsın yoksa... bir günün zararından başka kuş konmamış kapına denizler defol demiyor ya . bu da yeter aslında sarhoş aklına... ve çıkıyor kınından vuruyor şakırdayarak denizin mavi şamarı çarpıyor azgın boğa gibi suratına her zamanki gibi yine suyun gücü sessiz kayalara her zamanki gibi giden kurtuluyor! yine sopa g e r i d e k a l a n l a r a.... yürüyor uzaklara gece açılıyor kırmızı yavaş yavaş usulca laciden maviye kanatlıyor martılar ve kahtretsin bitiyor gece ve sen sızdıkça o yine a y ı l a c a k birazdan.... yitiyor sükunet dağılıyor yavaş yavaş düşüyor alnının orta yerine serencam dönüyorsun yine kendine ve yine bilindik bir manzara belâların şavkı uçuşurken yitik aklına lût kavmine yazılıyorsun bir kere daha... ToprağınSesi |