SİYAH CEKETLİ ADAMBenliğimin içinde dolanırken duygular Bir bilinmez diyara savruluyor uykular Yolumun bittiği yer sanki garip bir handır, Sessizlik gergefinde bilinmez bir mekândır Bir ağacın altında, ıssız bir bank köşesi O masum duruşuyla yalnızlığın simgesi Geceyi sallıyorken yüreğime dolan gam İki metre ilerde siyah ceketli adam; Gözlerinde bir hüzün elindeyse kemanı Nağmelere saklamış bu gizemli mekânı En acı sitemlere yüklüyorken kifayet Dökülüyor gözünden gönlündeki asalet Titretirken bu adam kemanın tellerini, Gözlerden saklıyordu titreyen ellerini Başucunda kemanı, dertlerine teselli Ne kadar çok sustuğu yorgun gözlerden belli Belki eski bir aşkın, külünü taşıyordu Belki de kemanıyla kendince yaşıyordu Belki çok kırılmıştı, yorgundu, incinmişti Belki yağan yağmurlar gözlerinde dinmişti Belki bir melodide arıyordu hayatı Belki ak saçı gibi tarıyordu hayatı… Damlayan her nağmede dizlerim çöküyordu Gökyüzünün gizemi yağmurlar döküyordu Gönlüm sanki bir hoştu, uzakta hengâmeler Derinden işliyorken bu tütsülü nağmeler Son kez baktım kemana ayrılırken banktan ben, Yüreğimde bir nağme inliyordu derinden… |