aşk çocuklarıydık bizgüne düşen cemreler güneşe teslim olmadan/ severdim seni taze ot kokusunda kokardın burnuma çig kalırdı senden arta kalan ne varsa dünyada camlarda serenat yapardı bakışlarımız sözsüz sevdik geceye vuslat zamanların koynunda isimsiz sen hazanı gerdanında biriktiren yaban mersini sana meftun ibrahim-i aşklarım aşık bir çobanın türkülerindeki yanık anadolu sesiyle seslendim sana, herkes susarken kalabalıklardaki gölgelerle selamlaşırdık sınırlar yasaklarla çevrilirken seninle kaldırım taşlarına düştü sevdamız seni ararken tüm sokaklara senin ismini verdim tüm kentleri sen yoksun diye yıkarak gidiyorum tüm kaleleri senin araken siper ediyorum tüm limanları sen geleceksin diye tutarken/yüreğimde gelmediğin her güne bir zincir koparıyorum vuslatta şimdi füsunkar bir mazide kalmış aşk çoçuklarıyız gülbeşeker tadında sırrına matemler yaksamda kurban eylesemde kınalar yakıp canımı her günüm hüzüne döndü yar/ unutamadım |