YOKLAR ARTIK...Ayaküstü sevişmelerin eseri olanlar Yalnızken ağlamayı beceremeyenler Suskun benzerime bıçak çekenler Yoklar artık avuçlarımda Öten cırcırın kıçında Öten sesleri yok artık kulağımda Bağrışmalarında ölen bir benzerim Yok, artık dudaklarında Küllerimin izlerinde Dirilmeyi bekleyen günahlar Yok, artık içimde Kaynayan kazanlar Gergin sinirler… Kelimelerde suskun duvaklı gelinler Beyaz bir karın örtüsüne Dil yalayan geceler Yoklar artık koynumda Terli Çingeneler Bağrışmaların kuruyan dudakları Yoklar artık Isırıklarında zehirli yılanların Bedensiz başları Yoklar ahir zamanda unutulmuş sevgililerin Ayak izleri Dokunuşların titrek ellerinde Dökülen gül demetleri Yoklar artık caddelerde Güneşin ardından bakakalan Evsiz çocukların sönük bakışları Ölülerin ayak sesleri Yok artık kulaklarımda Bağrışların sesiz çığlıkları! Kahvaltılık sofraların bekleyen zeytini Sıcak ekmeyi Bölüşülmeyi beklenen umutlar Yoklar artık içimde Duvağı temiz nakışlar Al yazması bağlı beller… Bir bir kayan yıldızın peşinden Gittiler demirlenmeden İçimden aktılar Anka kuşunun hayalinde Semalar çizerek kalbimin deliğinden Yoklar artık Yoklar ömrümün çiziklerde Yoklar işte… |
Çokça hüzün ve çokça şiir vardı. Etkileyciydi.
Yüreği selamlıyorum.