7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1166
Okunma
ilk kar düşerken
bin göz beyaza gülümsüyor
yıkılıyor bin yürek soğuğa
uçurum boylarında bir ülke
bin el itmeye nazır
bin yürek altında ölmeye
gün ağarmasını beklemden daha
bin baba düşüyor sokağa
bin ekmek kollarında
durağan süreçlerden birinde
dev bir fırtına seriliyor caddenin yamacına
bin ayak çiğniyor kaldırımları
bin süpürge telaşlı
geçim derdinden geçiyor
bine bölünmüş
hastane önleri
ellerinde derman taşıyan
bin hayâl kuruyor
uzak diyarlardan yana
duvar
hiç değişmiyor
bir de
kesmiyor şiddetini yalnızlık
bin yıl geçiyor
bin saniyede
sonuç dediğin
kararlı kararsızlık
alt tarafı bir kaos
aldırma gitsin
sen bir sevda türksü tuttur
hiç kan görmemiş mor düğmelere dair
bir şairler anlardı
bir de analar ağlardı
baharda çiğdem çiçek olanda kırlar
bin renge bir daha eklenerek anlatılırdı masallar
bin geceye eklenen bir önemsenmeden