ÇEKMECEMDE Kİ SIRLARHer sabah göz kapaklarımı açar açmaz; Baş ucumdaki çekmecemi açarım. Ne yaman sözcükler basmış içini, mapusta isyan misali, Gözlerim görmesede içindeki sırları, her açılışında işitir kulaklarım... Kulağıma gelen seslerle birlikte fışkırmaya başlar; Dilimle kalbim arasına sıkışmış onca sahipsiz sırlar. Vicdan-ı merhamet ettirirler durmadan; Ne yeri, ne yurdu kalmış beynimdeki fahiş saklılar... Yolunu kaybetmiş tüm sırlar birikmiş içine, Her açtığımda fışkırır yüzüme sırlar çekmecemi. Vasiretsizce boyandı suratım, kayıp sırların rengine, Her tablom ihbar etti, gizlice çizişimi... Ha birde kalemim vardı evet, kalleş kalemim, Mürekkebinde sakladığım şiirlerimi defterlere döken kalemim. Unutmadan; Birde bağlamam vardı benim, evet bağlama., Tellerinde gizlediğim bestelerimi, ellere çaldıran bağlamam... Benim birde çerçevem vardı, resimsiz çerçevem. İçinde yüzünü düşürenlerin, maskelerini gizleyen çerçevem. Birde hayalim vardı benim, olması hayal olan hayalim. Her defasında olacağım diye beni kandıran hayalim... Göz kapaklarımda mahsur kalan şahit gözlerimde; Ebediyen çürümeye mahkum oldu, onca şehit umutlar. Çekipte açmaya kalmadı hal-i mecalim çekmeceyi, Kilitlerle evlendi şimdi, çekmecemde ki sırlar.... SERHAT ERTAŞ |