Hayatı Anlamak
hüzünler kurarım
küskün dağların sırtında sahipsiz bahçelerden toplayıp içseslerimi sezilerimi yüreğimi közlere salarım olup olmadık zamanlarda her adımda her anımda içimde bir yerlerde bir kaygı tortusu kopar geçmişe ve geleceğe dair bilmem kaçıncı kezdir delilenir gözlerim aklım dellenir uyanır içimde tüm yolların yolcuları açar kanadını uçar gider mesken tutar toz yutmuş enkazları zamanın el sürmediği mekanlardan geçer gider bitmez günler boyu kaçışlar paramparça göğsüme şehirler konar daha kaç kurban verilecek bilemem kaç gündüz ve kaç gece koynuna girecek daha kaçamak düşlerde umutların mümkün mü tutup yaka paça hayatı buza kesmiş çığlıklarımla mümkün mü küle gömmek mümkün mü kendine dönmek bu zamanda hayatı ateşe vermek mümkün mü ya da kabullenip olduğu gibi hayatı ve çirkefliklerini mahkum yüzler doğurup doğan güneşlere inat şehvetin memesini ağzına verip ve çiğ damlası sabahlara rağmen bir umudun peşinden uzatıp yarınlara elleri her köşe başından alıp başıbozuk anlamları ve bir kaç şair düşürüp yollara damıtarak sözcükleri bulutların imbiğinden üç beş yalanı dolayıp maviliklerin kuyruğuna salmak mı lazım anlamak için yoksa seni söyle hayat ne lazım 27.11.2007 |