Sus Konuşma Artık
sus
sus konuşma artık gözlerinden anlıyorum herşeyi senin değil o sözler biliyorum başka ülkelerden gelmiş gibi duruyor beyaz duvarlarda sen gülünce bir mum yanar içimde içinde ben yanarım su titrer yangınımla suskular gömerim yüreğime bir gece vakti sanrılar doğururum gün ışımadan sorarım hangi hengameler saklar yere düşen eğreti gülüşleri hangi ağaç kovuğunda beslenir bu kin hangi demir kütle daha ağırdır can çekişen sıkıntımın merkezinden ve hangi boşluklar saklar sevgisizliği düşündükçe fedakar düşünceler can çekişir bende tiksinmeye döner acılarım sus sus konuşma artık gözlerinden anlıyorum herşeyi saklamıyor dost bakışlı gülüşlerin sözcükler anlaşılmaza sürüklüyor herşeyi sus artık içinden çıkılamayan dar sokaklardan fırlamış gelmişcesine ayrı düşüyor sözle gülüşün utanıyor sözcükler ardına bakmadan kaçıyor diz çökmüş sıradanlığın önünden zakkum bahçelerinin acısı çöküyor düşlerime hiç gitmiyor aklımın köşe başında nöbetler tutuyor zifiri eylül gecelerinin hainliği dalga dalga köpük köpük kabarıyor yüreğimin orta yerinde kırdı kıracak zincirlerini susmalara gömüyorum dilimi gözlerim gökyüzünün maviliğine kapatıyor kendini soğuk iklimler serpiyorum yüreğime sus sus konuşma artık çelişkiler sırıtıyor geride çirkin sarı çelişkiler çirkinlik sıyrılıyor bedeninden çırılçıplak kalıyor yalanın yanında güzellik doğruyu bükmüş belinden gerçek aldanmışlığın yoldaşlığında yol alıyor süslü sözcükler baş verirken sende gözyaşlarım akar içime bir mum söner canım sıkılır fedakar düşünceler can çekişir tiksinmeye varır acılarım sus artık konuşma insan olmanın onuru var üstümüzde depremler yıkmadan geçmişin surlarını al git ortalığa serdiğin çelişkilerini al git nerde beslediğini bilmediğim kini al git yüzünde asılı eğreti gülüşünü al git sana ait olmayan sözlerini bende kalmasın al git dost yüzünü beni benimle bırak giderken yığınla hüsranın intikam kılıcı kanatırken sineyi sus sus konuşma artık çelişkilerin anlatıyor herşeyi 15.10.2007 |