Nemru’da isyanBaşımda kesik çizgilerin karanlığı Işık diye dudaklarımdan damlıyor yüreğime Ateşim ben İbrahim’in kâsesinde Kan kırmızı kanım ben göklerin yedi katından Damla damla akan Bulut karasında biriken duman karası gibi Gözlerin tutsak yarınları Zincirli ayaklarım kendime Kırsam düşeceğim her an beynimden Delsem karanlığı yalnız Anka Kaf dağından kar beyazlığı kaplar Ruhumu Hasret denizlerinden kibirlenen Bakışlarım kılıç keskinliğinde Donuk hasretlere Zer düşün isyan bayrağında tutsak şiirlerim Kanımın rengine geceye bürünürken Alnımdan düşer özgür imgelerim Terlerim akan sellere Düğümlü yollarımla avare Vuslat geceleri yüzümü tırmalar Promethe’nin isyanında Mayalanmış hamurumla Ruhum yoğrulur kâsenin kanında Kulaklarım kesik kalbimin sesine Paslı yarınlar tutsak kelepçelere Aşk kokan mahzenin sesinde Duvarlara sinen siluetler Bostancının boynunda Madalyaların şerefinde durur Ömrüm kesik yolları seyisinde At koşturur saklı sırlara hasret limanlara Demirli şakaklarım. Ben İbrahim’in ateşinde yanan Odunların külünde tutsak gelincik Ağzı kana bulanmış beyaz kartalın pençesinde Gözlerimin kömür karası yalnızlıktır Melankoliniğim. |