İstanbul yanarkenyar tutup iki kıyıya asmışlar özlemi ve kavuşmayı dalgalarında kayboluyor sessiz çığlıklar gemiler gelir geçer ve uzakları yakın eden yollar acıtır en çok maşukun canını sen de gelip geçiyorsun kıyılarımdan bir vakit kesişen iki düşün arasında buluşalım diyorum sessiz ağlayalım soluksuz bakalım bir vakit olur olmaz bir hüznü sevelim sokak çocuklarının saçlarını okşar gibi yok iyisimi sen hiç karşıma çıkma ben en çok kaybetmekten korkarım en çok alışmaktan ama sen beni yine de dinleme olur mu aniden çık karşıma umursamadan aldırmadan gel geç yamacımdan istersen istanbul’ un alev alev yandığı anlardan birinde olsun kimse anlamasın yandığımı bilmiyorum anaforlarında kayboluyorum düşüncelerin ne çok bilmediğim var hakkında ne çok korktuğum ne çok meraklandığım ve ne çok sebepsiz hayıflandığım dediğim gibi sen bana aldırma kader denen bir şey var |