katran karası
biz,birbirine yanmış iki günahkar
tek suçlusu eylül değildi bu aşkın biriktiripte söyleyemediğimiz cümleler saplandı kalbimimize tek tek belki aynaya bıraktıgımız düş kırklarımız vardı gözlerimizde sen türkü gözlerine sürme çekmiş katilim düş yakamdan ellerinin sıcaklıgında ürperirim dökerim düş sancısı gecelerimi kanar yüreğim ılgın ılgın solar papatyalrım dökülür umutlarım karşı yakanın ulakcısı firar eder ve şimalde poyraz vurur savrulurum düşer güze hüzünlerimin sancısı mayalanır gözlerimin demi katran karası elemlerim sin olur gömülür geceye ulaşmadan ezansız düşer birikip toplanmayan nagmelerim tüm tümcelerim izsiz dökülür yazıya noktasız kalır yakarışlarım tüm limanlar sensizleşir görünmez uzaktan saçlarının gölgesi ve kaybolur ışığım şimdi yolunu kaybetmiş aciz yüreğim sen mi yabancısın bana ben mi sana vur kendini bilinmez topraklarım firariliğine ne varsa yak ahuzarlarımın ateşinde dagıt ne varsa aşktan arta kalan... |