EL DELİYE HASRET
Taş atar havaya altında bekler
Kafa yarılınca kadere yükler Ahmağın haline güler melekler El deliye hasret, biz akıllıya. Saflık para etse çok Vehbi Koç’lar Türerdi ülkemde kalmazdı açlar Zübük ders almaz da herkesi suçlar El deliye hasret, biz akıllıya. Gökten tepsi tepsi bıldırcın, helva Gelsin taze üzüm, yumuşak ayva Kendini Musa’yla görür müsevva El deliye hasret, biz akıllıya. Onurlu yoksullar bunlar yüzünden Yutkunur durur da gitmez izinden Sinsice sürmeyi çalar gözünden El deliye hasret, biz akıllıya. Yaradan’a sığın bir sağ, bir sola Şöyle bir Osmanlı gerek bu kula Kendine gelirse geçer makbula El deliye hasret, biz akıllıya. Kulağın çınlar mı ey Aziz Nesin? Kıran girdi telef oldu kümesin Yüzde yetmiş çok az, bunu bilesin El deliye hasret, biz akıllıya. Gölgesiyle yarış yapar aptallar Elde mavzer düğün, dernek kutlarlar Bu kafayla gider ise nal toplar El deliye hasret, biz akıllıya. Yamuksun, tembelsin, asalaksın sen Diğer konulara girme istersen Hak, hukuk, adalet salla ki, yersen El deliye hasret, biz akıllıya. Balığın kuyruğu kokmuş çürüyor Efendi’den el’i alan yürüyor. Din taciri softa Hakk’ı kürüyor El deliye hasret, biz akıllıya. Çanakkale |