Beterden de kötüsü var beterinKıl şalvarlı dizlerine oturtup her seferinde Sabırla “ sübhaneke..” diyerek kaç kere başladığını Ben ise her seferinde yine Sakallarını yolduğumu hatırlıyorum dedemin. Ve titrek elleriyle kendinden emin “la havle..” çekerek ağladığını. Kerpiç duvara yaslamış koca bedenini Lime lime olmuş hararları dikerken demin Çuvaldız batınca ellerine çığlığı Odayı çınlatıyordu ebemin. Sokulurduk usulca birbirimize Bir kilim yoktu serecek, çıplaktı zemin Üşüyen bedenlerimize inat gözlerimiz gülerdi Taklidini yapardık İs kokan ocağa tezek atan annemin. Bir leğen erişte çorbası kondu mu önümüze Tahta kaşıkların sesinden başka Bir lakırdı duyulmazdı ortalıkta. Şükrederek kalkarken soframızdan Hep bir ağızdan “biz doyduk elhamdülillah, olmayana da ver Rabbülalemin” Bir pencere vardı odamızda takadan büyük Yarısı cam, yarısı naylonla kaplı Şükür derdik, buna da şükür Beterden de kötüsü var beterin. Babam uzaklara dalar giderdi Gözlerinde öfke acı ve derin Şimdilerde anlıyorum seni ey koca çınar Elde yok ayakta yok Sen düşünmeyeceksin de kim düşünecek. Ne yazık ki böyle yazılmış kaderin. Çanakkale 25/11/2011 |
selamlar