Gönülboşalırken gökyüzünün nehirleri toprağa nisanı bereketinde yıkardı çocukluğun sen ladesi idin sıcak ellerin mayısa yeşererek çiçeklendi melek yüzün belki de bu yüzden acıklı bir hikâyedir kaderin ne kadar da çabuk geçti zaman gönül kısır bir lodosla devirdi tepelerinden bahtını felek bu kadar bir kısa zamanda düştün kendi ayak diplerine bölünmüş hürriyetin ilgisiz iradelerin ellerinde gölgeni emanet bırakarak yürüdün hep ölü şehirlerin ıslak caddelerinde hayatın hangi ucu ellerinde iz bıraktı gönül adın yaşamı baştan topuğa fetheden bir kudret değil mi senin en çok kendini özlüyorsun bugünlerde sanki öyle bir nedamet giyinmiş hezeyan sıcaklığı ısıttı ortalığı ki canhıraş salladıkça sabır küreğini aç kurtlara azık bıraktın gülşen yüreğini yüzünden kanatlanıyor yorgun kuşlar şimdi herbirinin kanadında geçmiş zaman masalları takvim kalmış dizlerinde ağır bir kış çöreklenmiş yatıyor oluk oluk içtin ya bu bitimsiz acıları kimbilir kaç ifrit yazgı daha seni zamanın pusularında bekliyor ellerinin esmerliği nerden geliyor gönül büyüttüğün siyah karanfillerin yaprakları kara gözlerin gibi duruyor yakanda kaldır artık güzel yüzünü yerden sen nirvana da baş edilmiş solmayan gül’sün sen gönül’sün Faruk Civelek |
mayısa yeşererek çiçeklendi melek yüzün
çok etkileyici yahu
kutluyorum