Şehsuvâr
Omuzların devrilmiş nereden geliyorsun
Gözlerinde rüzgârın biçilmiş nefesi var Kartal bakışlarınla dağları deliyorsun Kim vurdu seni böyle ve söyle hangi didâr Gök yiğitler devrilmez, bunu da biliyorsun Omuzların devrilmiş nereden geliyorsun _____Sen böyle değildin ha Altay’lar kadar vakar _____Ne bu derde zebûnluk çelik yüzlü şehsuvâr Şimdi yorgun yüzünde çilenin nöbet izi Sanki onlarca okla yaralanmış gibisin At üstünde duruşun kahrederdi Çingiz’i Lime lime doğranmış parelenmış gibisin Efsûnkâr serenâdın mest ederken nergisi Şimdi yorgun yüzünde çilenin nöbet izi _____Hangi obanın kızı vurulduğun o dil-dâr _____Ne bu derde zebûnluk çelik yüzlü şehsuvâr Urungu Şâd mı pirin Ay Hanım’dan beratlı Kopuzların sesi mi içten içe çürüten Gök Oğuz bakışınla Ötüken’den kanatlı Alevli nefesindi demir dağlar eriten Var mı acunda söyle böyle töre sanatlı Urungu Şâd mı pirin Ay Hanım’dan beratlı _____Dağlara perde çekti başından çıkan buhar _____Ne bu derde zebûnluk çelik yüzlü şehsuvâr Sana yasaktır kahır bana yasaktır sükût Gün olur kehkeşândan gel buyruğu verilir Güneşe as derdini gözyaşlarında kurut Belki o gün yeniden Alp Er Tunga dirilir Er meydanından olur bizlere şanlı umut Sana yasaktır kahır bana yasaktır sükût _____Seni böyle görseydi kahrolmaz mı dil-figâr _____Ne bu derde zebûnluk çelik yüzlü şehsuvâr Biz ikimiz dağların yalın kılıç neferi Sabırdan örülmeli ak saçlara börkümüz Kat’a sona yaklaşmaz çilegâhın seferi Dilden dile dolaşsın yâr olmayan türkümüz Varsın cânân girmesin istemezse içeri Biz ikimiz dağların yalın kılıç neferi _____Ak tolgalı beylerle meydanlardır bize yâr _____Ne bu derde zebûnluk çelik yüzlü şehsuvâr Yanardağlar olmalı şimdi senin bir eşin Bin atlı akınlarda kaldırıyordun tuğ’u Yay ve kiriş töreydi hür akınlar evdeşin Kim uzattı önüne sevda tasında ağu Gözlerimin önünde körükten beter döşün Yanardağlar olmalı şimdi senin bir eşin _____Çok söz yalan diyordun sessizliğe pişekâr _____Ne bu derde zebûnluk çelik yüzlü şehsuvâr Gözlerin kan çanağı delice gülüyorsun Otur şöyle yanıma dinle be bahtı kara İçten içe belli ki vuslatı diliyorsun Ferhat gibi dağları yararken onu ara İnan böyle yaptıkça gülerken ölüyorsun Gözlerin kan çanağı delice gülüyorsun _____Gelirse ondan gelir bahtına kutlu nazâr _____Ne bu derde zebûnluk çelik yüzlü şehsuvâr Ne ağyâra diz vurduk ne meylettik namerde Yıkılmaz dağ gibiydik Horasan yüzlü çeri Vefayı pervaz yaptık gittiğimiz her yerde Rindânece beklerdik gök konçuydan tebşiri Bilenler bildi bizi sevdada ve zaferde Ne ağyâra diz vurduk ne meylettik namerde _____Bu sinenin hârından kurumaz mı o gülzâr _____Ne bu derde zebûnluk çelik yüzlü şehsuvâr Dinle beni şehsuvâr dimdik doğrul ve sevin Belki kader güldürür o nazeninle sizi At üstünde giderken eşiydin sanki devin Hatırla bozkırlarda o kutlu mazimizi Biz Yesevi nesliyiz canlansın gönül evin Dinle beni şehsuvâr dimdik doğrul ve sevin _____Hayy’la âşiyân olur kalbindeki o mezar _____Ne bu derde zebûnluk çelik yüzlü şehsuvâr Âlem sende görmeli vefânın peymânını Baş aşağı gelmeli ayrılığın miadı Küskünlüğün adı yok tüketme zamanını Böyle söylerdi sana duysaydı Molla Kadı Kalb-i Makberi gibi dağıtma limanını Âlem sende görmeli vefânın peymânını ____Öyle azimle dol ki kıskansın seni Hazar ____Ne bu derde zebûnluk çelik yüzlü şehsuvâr Makberi – Ahmet Akkoyun……..30/08/2010….22: 15…..İst |