Gülüşlerinle alkışla beni
Şimdi sus, gülüşlerinde öğrendiğim susmalarıma kulak ver
Pamuktan ipliğe bağlı yüreğime dokunursan kanarım Sevişlerime yüklediğin acıyı tırnaklarımla kazırken Gidişine yağan yağmurlar kadar hüzünlüyüm Gitme dedim, içimde büyüyen hasretin boğar beni Dinlemedin, gittin; varlığını bana musalla ederek Şimdi yarım kalan cümlelerin boşluğunda yüreğim Kelimelerin düğümlendiği dudak payımda izin Yüreğimde kelepçeler, ufkumda derbeder-i bir sevda Dur sevgili, dur Çatlamış toprağın koynuna düşmeden bedenim Tut ellerimden, yoksa bu hüzün yaşatmaz beni Böyle zamansız çekip gitme can/yarim Ellerinin boşluğu arasında tüketme nefeslerimi İçimde çığlıklar amansız yükselirken Gözlerimde cemalin, hüznüne boğma beni Islak kaldırımlar boyu yükseliyor hasretin Yokluğunun cüsseme ağır geldiği bu vakit Düştü yüreğimin sevda şehri Düştüm ve kırıldı ufacık ellerim Kazandın, bak işte zafer senin Şimdi gel gülüşlerinle alkışla beni Sen ki gitmelere sevdalı hoyrat serserim On/ikiden vurarak kırdın zincirlerimi Nutkumun tükenen sesinde bir çığlık Gözlerimde son ışık, nuruna erme seferindeyim Üzülme; şimdi gidişine sararak acılarımı Lamesini boynuma taktığın hüznün kırbacında öleceğim… Suskun duvarlarıma asılı gözlerinde kalsın matemim Ellerini sıkarak savurduğun yumruklar bana mı? Meskûn mahallerde seviştiğim sen değil miydin sevgili İçimde ölen çocuklar kimin Hangi boşlukta geçti yüreğin benden Hani düştükçe ardından kanadığım sen değil miydin? Aşk dediğin kelimelerden mi ibaret? Nafile telaşlarında yaşadığım hüzün ne peki? Ahhh Hanzade yüreğime zamansız düştü cemre Kâğıtsız, kalemsiz, boyasız ellerimde yitik mevsimler Oysa eksilen her takvim yaprağında sana yaklaşacaktım Metcezir yüreğimdeki ölü bedenler dirilecekti Şakağıma sıktığın kurşundaki parmak izin çözülecekti Ustalığını tescilledin ve yine başardın Mutluluk ölü deniz, haydi gülüşlerinle alkışla beni… |