YAĞMURLARINDA ISLANACAĞIM
dudaklarımda çapkın bir trakya türküsü
sokak lambalarının aydınlatmaya yetmediği köşe diplerinden ağır aksak kaldırım taşlarını sayarak ilerliyorum. sanırım az sonra yağmur yağacak belkide ondan bu neşeli türkü;.. seviniyorum, çünkü ıslanacağım.. kaçmıyacağım; özlemle beklenen sevgili gibi kollarımı açıp bağıracağım: " seni seviyorum " o koşmaya başlıyacak karanlığı aydınlatan şimşek ışıklarını takip ederek saracak vücudumu. akacak tüm bedenimden ; ben kahkahalar atarken o ise gülümseyecek; belkide bir merhaba içten sıcacık bir merhaba.. buraları bilmem ben eskidende bilmezdim acı dolu günler geçmiş bir ev dışında ne zaman gecenin kör vaktinde dışarı çıksam o karabasanlı evin önünde bulurum kendimi şimdi kim oturuyor acaba ışıkları hep yanar her geçişimde; balkonda neşeli insanlar sohbet eder. oysa ben ne acılar yaşadım bu evde bilselerdi acaba yinede böyle mutlu olabilirlermiydi.. hayat seni yaşaması ne zormuş be .... kimilerinin kötü hatıraları kimilerinin mutluluklarında yamalı... içim yanıyor, başımda hep aynı ağrı dudaklarımda hala neşeli trakya türküsü neşeliyim ben, acılar yok , hep güleceğim yabancısı olduğum bu şehir benide tüketemiyecek işte.... işte yağmurda başladı.. ellerim gök yüzünde haydi sevgilim ak artık parmak uçlarımdan bedenime seninle bulaşabildiğimiz tek an bu... bak işte bağırıyorum duy beni ne olur.... " seni, seni çok, seviyorum" |