Sevda kaçakçısı olduk miraç atlarının üstünde
Kaçırıyorum hüzünlerimi,
Bir bağ bozumu mevsiminde Ansızın gelen zemheriden, Yollar uzun, yollar büklüm, büklüm, Her yol tek bir adrese çıkıyor beynimin haritasında, Karabasanlar çekilmemiş mezarlarına henüz, Ay ışığı servilere de vuruyor bu gece Düşlerinde bir dev vuruyor kendi geleceğini ehramın, Uyanıp hayra yoracak rüya tabircisi arıyor Sonsuzluk önümde kılavuz, Yakmazsa yakmazmış ateş insanı, Büyüdükçe kamburu sırtımda dağların, Beni öldürecek diye korkmuyorum artık İstanbul türküleri, Son trende kuduz aşısı var içime düşen yakamozların, Ne kadar güneş toplasam bir hayalet ihtişamıyla göklerden, Hummalı bakışlardan hüküm giydim geceye Kendime yabancılığım artarken, Ölü elbisesi giymiş kentlerde Tebessüm beyaz bir kefendir İçimde büyüttüğüm yiğit savaşçılara, Kinimi ebabil kanatlarından dökeceğim elbet Ateşin yakmaya utandığı insanın düşmanlarına Vakit ölümün kıyılarında yapılan bir tavaftır, Hangi yanardağ esmer bir gül açar içimizde bilinmez, Bir Nuh tufanı doğum yaparken içimizdeki sancılardan Sevda kaçakçısı olduk miraç atlarının üstünde İnatla yüzümü sürüyorum kartalları eksiltilmiş geceye İnatla kuzuların düşlerine bırakıyorum Sütten yeni kesilmiş bebeleri Aldanma iklimlerine bağlı damarları kesiyoruz yüreğimizden, Maviyi örümcekliyor şiirler sığındığımız korku evlerine Ciltlere sığmıyor karanfillerle taşıdığımız hüzünler, Haydutlara bayram yok kardelenler açarken, Mahmurluğa bir ölünün dolabında eski elbiseler giydirirken Sıratın üstünden uzaklaştırıldı mola vakti Henüz tanımı yapılmadı kerbela sahiplerinin Çiçeklerin açmasını bekliyorum akşam yorgunluğunu atmak için Irmak gibi akan kalabalığın içinde yunusça olmak ister yüreğim, Çıngıraklı yılanlar kentin gürültülerinden beste yaparken Beni öldürecek diye korkmuyorum artık İstanbul türküleri, Lütfi Kireçci |
sağlıcakla kalın