İFTAR VAKTİBen seni beklemekten usanmadım Doymadım kurak çöller gibi susuzluğuma Ne beklenişin üzer beni ne takatsizliğim Dizlerim, ah dizlerim çoktan meftun Çoktan bitkin Çoktan vurgun özlemine Hedefi saşıran kursun nasıl ıskalamışsa hayatı Son nefes nasıl son bir hevesle yenilen misse Zamanın sağır döngüsünde nasıl tomurcuklanmışsa hayat İşte öyle, öylesine beklemekteyim. Aldırma sabır taşımı zorlayan hoyratlığıma Son bir ümitle kanat çırpışlarım Heves devşirirse yeniden Doğacağını bilirse günesin Ay yemin ederse Gölgelemeyeceğine gerçeği Yüreğim yeniden ateşlenecektir Bekleyiş, bir ümit iklimde olursa eğer Gama gelmez, örselenmez hevesler Hedef ulvi Maksat ulaşmaksa özlenene Kıymetini takdir etmek Değerine kafa yormak düşer mi kulun haddine Şimdi iki elim ve onlara bağlı eklemlerim Zamanı ve yeri gelince susmak bilmeyen lisanım Dün koşarken bu gün şaşıran hareket merkezim Şoke olmuş Efsunlanmış Göze gelmiş Ne hal olmuşsa şâkül’ü kaymış bir vaziyette Hayata tutunabilme mücadelesi veriyorsa eğer Beklediği ‘ecir’ ki, elbette buna değer Sen tavşanlar ülkesinde serkeş Yamyamlara ikliminde sermest Deliye veli Veliye deli diyecek kadar sapkın Bazen de şaşkın gönlüm Bir şey yaptım diyebiliyorsan hayatta İşte o, her şeye ağzının suyunu akıtan ’Ben’ diyip bilmediği birçok şeye kanırtan İçindeki benliği tepersen Kurulacaksın atlas sedirine… Ey kendini Ey gönlünü Keyfini tepme şerefine nail olan kalbim Sevinç senin Kıvanç senin Haydi! Ver nefsin iftarını eğlensin Senin iftihar vaktin… Çalma hacet kapısın gir Eğmeden başını Alnının akınıyla… Şimdi ey sevgili En sevgili Hadi gel! Gitmeden sarhoşluğum Kararmadan dünyam Kulağıma çalan yücelik terennümleri dinmeden Sönmeden aşkın közü Kül olmadan Son gücümü kullanarak açtığım kollarımı Boşa çıkarma … 19.08.2010 Abdurrahim KÜÇÜK |
yüreğinize sağlık şiirinzide hüzün acı ve bekleyiö gördüm inş. kavuşursunuz ve daimi tuttuğunuz aşk orucunuza iftar edersiniz..yazan yüreği ve kalemi kutluyorum tebrikler. efendim