Ölüler Diyarı
Yıllar sonra bile
Şüphe duyuyorsan, olmuşlarına Her farklı gece, Aynı karanlık döner sana. Ne suçludur gözlerindeki Ne de masum; Ya kaçmak istersin Ya da en azından ölmek Ve tesellindir bu bir tek: Ağlamak için gerekli değildir masumiyet… Gözlerinden düşer Söylemesini beceremediklerin Dillenir gözyaşların kendi sesinle Zorlar yüreğini inadına sevda Tene esir edilmiş, Çığlık çığlığa felaket Yeniden Solumak aşkı Ya da en azından ölmek Ve tesellindir bu bir tek: Sevişmek için gerekli değildir sevmek… Bitmez bir türlü, Bu acımasız yargılama Beraat bir şey ifade etmez, Anlayıp da delirmiş adama. Tek bir kurşunla yere serilmiş bütün dünya Seyretmişsin, Gözlerinin önünde işlenmiş cinayet Ve tesellindir bu bir tek: Ceza için gerekli değildir adalet… Kırmızı değilmiş gibi gelir sana Dökülen kan, Küçük değil zannedersin Oraların çocuklarını, Gülümseyemez zannedersin Orada hiç kimse, Oraları, oraları zannedersin Hiç buraya gelmeyecek Durup başını kaldırsan Yutar seni bu zifiri gaflet Çıldırmak Ya da en azından ölmek Ve tesellindir bu bir tek: Savaşmak için gerekli değildir gerçek… Gündüzü yapmasına yapıyor güneş Ve lakin Sabah diyebilmek için Güneşin doğduğu zamana; Bir gül lazım, Yeşertmek için, insana. Her karış toprak parsellenmiş, Bin bir sıfata boğulmuş her taraf; Paylaşmak dışında, Yalvarasıya solmak istersin Ya da en azından ölmek Ve tesellindir bu bir tek: Almak için gerekli değildir emek… Ya şöyle ya da böyle Bir gün gelecek, Son kez doğup son kez batacak güneş Ölüler için; Masum zamanlar bulacaklar Sevişmek için sevdalılar; Yeniden tutacak adalet gerçeğin elini; Bitecek tek teselliler devri Ve Yeniden görülecek insanın yüzünde, Emeğin o gül rengi… |