Tevekkül
Çıldırmış yıldırımlar
Düştüğünden beri Tevekkülle örülmüş damlara, Beklemekteyim Ne zaman bitecek diye Şu amansız secde Eli kolu bağlanmış Öfkeye değer bir hayretle. Kim unutturdu? Şu ellere kılıç tutmayı Kim unutturdu? Zorba gözlere adil tokadı Bir yanığın acıdıysa Öbür yanığını çevir İşte bu barış Helal lokmalara şifrelenmiş Kılıç ise yeraltında da keskin Gülümseye gülümseye Kör olmuş gözlerin… Güne acıyan güneşler doğmakta Bu topraklarda, Kalmadı gecede artık Huzurlu bir karanlık, Yağan yağmur duasız, Nursuz gök dağlanmakta. Yaşanası bir korku değil bu Umuda dair Yaşamak için gerekli O ilk uçuşun Bu o korku değil Gözlerindeki İlk defa kanat çırpan Her minik kuşun. Nasır tutmayan eller Açılmamalı havaya, Temizlenmeden şu toprak Değmemeli hiçbir alna; Uyan! Uykudan sonra gelir tevekkül; Sen ekmedikçe olmaz Cennette bile Bir tek gül. Kalk! Yeterince demlendin; Yeniden tak beline Kitap içindeki hançeri, Temizlensin gelinler düğünlere, Yeniden söz verilsin çocuklara, Bırak taşısın hayatı Aciz sandığın bedenin Ağlaya ağlaya Açılmayacak gözlerin… Çıldırmış yıldırımlar Düştüğünden beri Tevekkülle örülmüş damlara, Dilemekteyim Ömrümden ömür Ayaklanmış her cana… |