Kadavra
kısır bir sürüye acemi çobanım ben
damarları kesik kalyonlarda susuz nehirlerin makus kaderinde derinleşen.. kulaklarımda aç kuzuların meleşmeleri sindikçe bir zamana iz bıraktı iri gözlerim ertelenmiş baharlara durmadan çiçeklenen alkaloidlerle kırklandım bu yüzden zakkum kokar ellerim belki de bir vahşetin kan kokan ağızıyım ruhuma tünemiş cendere de üryan kızıl çaputlarla karanlığı aydınlatan umut şerbetinde çırpındıkça dibe vuran hoyrat küheylan morarmış tırnaklarımın rengi frezya yaprağında matlaşırken dallarından sarkan sepya resimlerde poz duran yarı canlı cesedim deliren rüzgarların koynunda soğutur beni nefsim gün kendini yarına yuvarlarken toprağa damlar şehveti gerçeklerimin irkilirim paranoya dürtüler halay başında kırmızı mendilleri sallaya dursun geceler boyu birilerine küfre yeltenir dilim her yanımdan cinnet akıyor sanki hiç iyi değilim yani.. ya bir akrebin intiharında harakiri ya da çekilmek kendi koylarıma usulca fıtratıma dayatılan köstekten mi acaba bu mudur yok sa anlamadığım eskiyen bir şeyler var besbelli,ekşiyen de benim farkına varmadığım bu nasıl oyundur böyle neşterlerin gölgesinde hep ben bekliyorum başka bir kadavra bulun yerime ben oynamıyorum.. Alkaloid:Bir çeşit zehirli çiçekgil. Faruk Civelek |
ve şiirlerinizde farklı bir tarz var...kutlarım sizi bu güzel şiirlerden dolayı.....