Başka türlü açmıyor ZEMHERİDE ÇİÇEKLER
Sayfalar dolusu çığlıksız kuşlar toplarım
Şiirlere, Düş merdivenlerinden çıkıp gökyüzüne, Seyrederim âlemi, Âlem seyreder beni, Âlem görmez, Gönül cemreme düşen son iklimi Eski fotoğraflarda bıraktık bavul dolusu korkuları, Koşup her zemherinin ardından ölümle nişanlandık, Göçebe bulutlar ikamet ederken şimdi saçlarımızda, İdam mangası eski ölülerle dolaşır damarlarımızda, Dili çözülmez akşamların, Sabah ezanları tanıktır, iplere, Güneş doğarken adam asmazlar, Martılarını kaybeden denizler çoğalır gözlerimizde, Sabah gökyüzünü kuşlarım yanan bir şehrin küllerinden, Her tebessüm beni doğurur sancılara, Taammüden suç işleriz rüzgârın dağlardan inişine, Sol yanımız firaktır bedenimizden Erken kurarız akşamın çatılarını gökyüzüne, Ömür sarışın bir türkü gibi çarpar yüzümüze, Gurbeti eskitiriz kanaviçe mendil içinde, Uzaklaşıp giden bir trene el sallamak, Şimdi eleğim sağmalardan geçirdiğimiz zaman. Serin gölgeler ararız kırbaçlanmaktan arı, Bir hamaset destanı olur kurduğumuz düşler, Bazen bulutlardan çıkarız yukarı, Yağmur suları arıtmaz yüzümüzde çoğalan Tembel hayatları. Unutuyoruz köprü altlarından Sulara bırakılmış günahları Tek suçlu gürültüleri besleyen sessiz kent değil elbet, Ellerimde çoğalan yarasalar Güneş doğuncaya kadardır hükmü, Ve kardan adamlar çıkıp gelir temmuz ortası, Vurarak göz damlalarına düşmüş yakamozları, Artık şiirleri alt yazı geçerek anlatmam gerekiyor İmge salıncağa binmiş şişman bir çocuk, Lirik uymuyor sakalıma düşmüş martıların rengine, Kafiyelere, hecelere uymuyor yaşama modelim, Esaret çıkarıyor parmak uçlarımdan serbestliği, Didaktik şiirle törpülüyorum ucu keskin kelimeleri, Başka türlü açmıyor ZEMHERİDE ÇİÇEKLER |