Gece karanlık mührünü vururken bileklerime, Gözlerimde canlanıyor hep aynı sahne, Çıldırmış gibi yağan yağmur, Gölgesinden korkan meczup bakışlı bir kadın ve ben, Affet beni Zülal şehvetin şarabından içtim!
Meskun mahalde göz süzmenin sakıncalı olduğu zamanlar Hani tenine yaslanmayı bırak, Elini tutma ihtimalini sevdiğim. Delikanlı çağım, en deli yaşım,
Esrik başımda eserken deli rüzgarlar Karanlık yağmurlar süzülüyordu saçlarımdan Ellerimi yakıp geçen soğuk Tamda o gece İnsanlığımı soyunup, astım Adem’in boynuna, Arda kalan arsız bedenim, Ve ben o gece insanlığı kirlettim.
Hava’nın alnına düşen lekeyim, Adem’in ellerinde kızıl kan, İnsanlığın parmak uçlarından kanayan yarayım, Karanlık yağmurlar altında recm ediliyor ruhum, İnsanlığımı sende yitirdim, İlk taşı sen at Zülal.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İlk Taşı Sen At Zülal şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İlk Taşı Sen At Zülal şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
İlk taşı sen at Zülal. .... O zaman ilk taşı günahsız olanınız atsın.... Zülal atarmı o taşı bilemiyorum ama bu şiir taş gibi yerinde ağır. Tebrikler sazende.
Pardon ama biz devre miyiz? :)