Çağla
Tohumun toprağa
Besmele ve sabırla atıldı Kökü çok derinde Gövdesine şiirler kazınmış Dallarında yorgun kuşların şarkılar söylediği Bir ağaçtan besleniyorsun Börtü, böcek Rüzgar ve yağmur Dokunmasın diye sana O ağaç Yapraklarını geriyor üzerine Bir nehir var Tam karşında Bazan sakin Bazan derişmen Akıp gidiyor öylece... Sen göremiyorsun Ama o, Bademleşmeni izliyor uzaktan Sessizce ve sevgiyle Yanıtlamak için Parmağını kaldırdığın her soruyu Doğru bilesin diye Ulu çınarın bilgeliğini sürüklüyor senden yana Her zerresi ile her zaman, İyi olduğunu bilmek istiyor O ağaç kadar fazla seviyor bir de seni Şehrazat’ın masallarıyla koruyor varlığını, Gururla alıyor seni, Suyun hafızasına Göç günü geldiğinde Baş ucunda kalacaklardan biri de o Pus saatleri yolunu şaşırtır diye sana Şırıltısını bırakıyor duyabileceğin yerlere Ay ışığı pırıl pırılken Gün yeni ışımakta iken Kesilince el ayak yaşamaktan, Bekliyor karanlıklarının dinmesini Berine taşıyor tüm kötülükleri Gök kuşağının renklerini sıralıyor yüzüne |
Çağla toprağa tohum olarak düştü, yrtişti ve nihayi sona ulaştı.
Şair belki şiirin konusunu başka bir konuyu düşünerek çağla' yı şiirde işlemiştir.
Ben şiirdeki çağlanın oluşma penceresinden baktım.
Tebrikler, kutlarım.