Emitasyon İnfial.. gittim bir yanım yüzsüz kaldı .. güneşeydim ıstırar ki cehennemimin nüfusu arttı bir günah her umut için harcanan bir gün ışığını kullanmak bu hayat sefil güneşe yakaran ellerimin boş kalması kadar acı ben ki - bir ömür bahşedilen - esaretinde kalan bir hayalin şeytanla trampa bir sınav daha kaldı ruh bedenden kopuk yolda yolların gölgesinde bir umudu unuttum bir sabahı beklerken fersiz bir yıldızın peşinde her yıldızı bir dilek boşalan göz yaşlarımı avuttum bir beyaz ay ışığında ve korktum kendimden ürperdim insanlığımdan ki elleri belinde bütün polislerin bu hayat ki Cennet’e kifayetsiz referans yapraklarımı döktüm geceyi beklemeden her hazan sabahının ardından içimideki ceremeleri çekmeyi erteledim bir sonsuzluk ötesine kendimi bıraktım yalanların ortasına ve bütün gecelerimi neonlu ışıklarla kirlettim - ki o geceler her şeye gebe - berhudar oldum bir yalana büründüğümde kutsandım gecelerin karanlığında yarım sokak araları ve yine kendime aldandım yüzsüz ay ışığı sevişmeleri müsvedde solitude ..bir perde arkası daha kaldı her yolun sonu görünür mü müsavat? bir nefes yeter mi ömrün geçmesine? ki ömür emitasyon infial insanlığa/ ..ve perde kapandı şimdi ağlamak zamanı karantina initial ... müsavat : eşitlik initial : başlangıç infial : kızgınlık,tepki ıstırar : zorunluluk solitude : kişinin sürekli kendisi ile dayanışma halinde olması |