EY AZİZE
1)
Ey azize Ey merhametin yoldaşı Yüzüm ne zamandır çekip gitti benden İfadelerimi şimdi kim emzirecek? Diz kapaklarımı yakarak dolaştığım ruhumda Gözlerimi aralayıp içeri bakıyorum… Gördüklerim bakışlarımı içime çevirdi Anladım: Gördüğün senin baktığındır! Baktığın kadar görürsün Hepsi bu! Kırgın mısın? Kırgınsın Kırgınsın azize Kızgınsın …biliyorum! Ben de… 2) Göz yuvalarıma mum eriyikleri ezdim Yüzüne baktığımda titreyen bir alev Gücünü ellerinden alıyor Sesini ellerinden Ayaklarını ellerinden Beni de vur toprağa Sonra otur ağla Benim gibi Yaşanmamış çocukluğuna Bense başkaların çocuklarına Ağlayarak uykuya daldığın gecelerde Ayaklarını karnına çektiğini Ellerinle de başını kapadığını Uyandığın da ise saçlarını sarkıttığını dizlerine Dayadığını böğrüne Bilirim bunu Bunun adı: yitmektir,yitirmek hatta yitirilmek… Ah seni kimler yitirdi azize Ah beni kimler? Sofralar hangi türküyü söylüyor bize? Neden git diyor bu şehir sana böyle Gittiğini nasıl görmüyorlar? Bilmiyorlar mı? Gitmeye karar verince insan kabullenmiş gibi yapar Susar her şeye Birileri bunu zafer sanır Hayır azize hayır! Kıyamet bile o korkunç sesiyle kopmadan önce Tatlı bir sessizlik salar önünden önünden Salar ki ancak bir sessizlik anlatabilir sonrasında patlamanın ne denli korkunç olduğunu Ah ne çok benziyoruz kıyamete değil mi? Değil mi azize? Bak sana ne diyeceğim? Sen her daim Susanlardan kork Kusanlardan değil 3) Onları soracaksan bana Onları ben de sevmiyorum azize Onlar başkalarının aydınlıklarını kendi karanlıklarıyla baltalayanlardır Onlar hükmü sever azize Onlar en çok yargılarlar Onlar hep bir “ ad ” koyar Sahi adını sana verseler kendine ne diye seslenirdin? Sor kendine Ben babama adımı iade edeli çok oldu " Ben senin oğlun olayım ama adımı ne olur benim olsun " dedim Bana seslenme artık Sadece ses ver baba Sonra mı? Koyamadım kendime bir ad diyemedim kendime bir şey Neden mi? Ait olamadım çünkü azize Ne bir aşka ne de bir savaşa Başkalarının aşklarıyla başladım Ve devam ettim başkalarının savaşlarıyla Ah ben nereliyim azize? Çocukluğum hep kentlere bölük Babamla uçuştum hep o şehirden bu şehre Adımdan başka ne var beni onlara anlatan? Bütün komşularımı hatırlıyorum biliyor musun? Ve hepsinin çocuklarını Ya onlar beni hatırlıyorlar mı? Boş ver azize 4) Sadakati sorsam: " İhanet etmemek " derler Hayır azize Gerçek sadakat Hiç ihanet etmemek değildir İhanetlerin ortasından çekip gelmektir. Tevbeyi en iyi, hiç günah işlemeyen mi bilir? Yoksa günahların içinden gelen mi? Şimdi Tanrı’mın yasını tuttuğum zamanlardayım azize Ona da söyledim: Bu hikaye bana göre değil Peki hiç şunu sordun mu kendine: Ben öldükten sonra nereye gidecek Tanrı, Cennete mi? Ben de ölünce nereye gideceğimi bilmiyorum Ya sen azize? Ölünce nereye gideceksin? Yaşarken gittiğimiz yerler bu yüzden mi ölümümüzü en çok unuttuğumuz yerler? Bilmiyorum azize Mezarlar taşırken bunca ayak uçlarımda İnan bilmiyorum azize 5) Ah azize Evini bir uçurumun kenarına yapan adam mı daha akıllıdır? Yoksa bir kayanın üzerine mi? Peki hiç şunu sordun mu kendine? "Kalbinde bunca uçurum taşıyan bir adam evini kayalara yapsa ne çıkar? Kalbimde bunca uçurum Bütün evler yetimlerin olsun Bütün yetimler bizim olsun Kayıpkentli |
Sen her daim
Susanlardan kork
Kusanlardan değil
eyvallah...