Bir Duygunun Anatomisi
Başka bir şehir ol, yeniden doğ en bakir kıyılarda;
Umutsuzluğa, imkansızlığa çarpsa da ellerin, Sen gökkuşağı renklerinde sarıl yaşama... Sefil kaçışlar, zavallı saklanışlar olmasın aklında, Ne yaz, ne de kış biriktir avuçlarında... Ölmek ayıptır, sımsıkı tut yaşamın elinden Unutma ki; kıyıya yanaşan gemilerden, Otogara giren otobüslerden Yeni yolcular inecek, Yeni kültürler dökülecek şehrinin göbeğine... Böylece kimsesiz yüzlerden kurtulacak, Tek merkezde toplanacak kaderin; Sen en güzel, sen en iyi Ve sen en kusursuz olacaksın kalabalık içinde... Bir ateş yanacak şehrinin en orta yerinde. Ebedi ve şifa veren küller yayılacak hayatların üstüne Bir anda soğuyacak tüm kirli hüzünler Tıpkı senin hayata soğuduğun gibi!.. Muhteşem görüntüler ve çılgın eğlenceler Kekremsi bir tat bırakarak geçecek dudağından. Yeniden koklamak isteyeceksin yaşamı Ama, boşluğu doldurma çabası içinde Acıyla gerilecek yüz kasların Ve yeniden uyanacaksın içindeki yabancıya Yeniden başlayacaksın yarım kalan şarkını söylemeye... Kim bilir, Eksik ve yanlış sevmelerin gelecek aklına, Beynin geldiği şehre dönmek isteyecek Kalbin başka duraklarda mola verecek; Belki de yorgun pişmanlıklarla sarılacak dört bir yanın Ama aldırma! Küçük ölümler unutulacak, Odana düşen ay ışığıyla gecelerin büyüyecek Ve gözlerin en aydınlık, En parlak bir sabaha uyanacak Korkma! Bir kez daha canlanmayacak utandığın geçmişin!.. Ankara 23.07.2010 Rukiye Çelik |
saygımla