SIRSükutun yumağını, eğir gitsin kirmende , Değilse, nal sesiyle, un öğüt değirmende... Ufak tefek taşlarla, geçti oynama demi ; Sarılacaksan sırra, sök içimden Adem’i! Ebedi karanlık yok; güneş gider, ay gelir ; Ağı dağıtsa saki, ancak bize pay gelir. Düşük yaptıysa zaman, bil ki olur söz de piç ! Sermayesi zehr olan, sadaka verir mi hiç ? Yola kurulur hanlar, huzurla yatmak için ; Kim dükkan açar söyle, söz alıp satmak için ? Vere vere bitirdim; kalmadı çoğum, azım ; Ağzımdan kulağıma, yetişmiyor avazım. Dolaşır ayaklarım, sükutun yumağına, Yangını göre göre, kar bekler Kaf Dağına. Kötülük köstebeği, yol alırken zamanla , İfrit kanı donar mı, dolaşırken şeytanla ? Şimdi kendimle bile, dövüşürken, kana kan , Salıp zehirli oku, yırtma perdemi ey Can ! Sırrıma el uzatıp, almasan n’olur ahı ; Ben sır diye gönlümde saklıyorum Allah’ı... Hayrettin YAZICI Not: Beyit halinde yazdığım, son şiirim olacak. |
Selamlarla.