HİLKAT GARİBELERİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın “Zihin fukara olunca,”
“Fikir ukala olur.” Zamanın düzleminde bir haşmetlu Padişah, Ezermiş fikirleri dimağından süzerek, Gözlerine oturan kan çanağı yüzerek, Hilkat garibesine düşmüş ipek kavuğu. İndirmiş yüreğine işleyen Payitahtı, Bilmeden seçilmezmiş Kainatın ahtı, Merhem olsa çaresiz katlanacak bahtı, Şaftı kaymış yüzünden dibe düşen kovuğu. Süzülen bir gariban huzuruna dökülmüş, Yüreğinde meramı Padişaha sökülmüş, Nice Sultanlar gelmiş Hanın sonu ölümmüş, Ölü toprağı serpmiş dibe inmiş çaruğu. Habilin Kabil için kalmış vicdan yarası, Zulmün duvarlarını yıkan gönül karası, Ne ziyneti kar eder ne altından parası, Gömülecek ardından açılacak yaruğu. İnsan ölür ardından okunur dem salası, Yiğit ölür meydanda kalır atın kınası, Garip ölür ortada kalır ceset yarası, Bitirecek zülmeti taze gelin yavuğu. Leyla bile ayrılmaz ölürken Mecnunundan, Feryadı taşa keser inledikçe yurdundan, Boşuna çöle düşmez içten içe kurdundan, Hilkat garibelerin yere düşer saruğu. 20.07.2010 |
yüreğine sağlık selamlarımla