Kuru Gürültülere Astım PabuçlarımıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın “Sevdanın ayrık otuyum,”
“Aşka düşen sızılarım var.” taze olgunlaştım, çıtır değil çerezlerim… yüreğe cuk oturan acılar, demini sürüyor damarlarda, aşk zehir saçıyor yüreğe yapışırken, sinsi ayrılıklar sarıyor kuşbakışı izlerini. sümenaltı! buruşuk şiir dalları, kırık hüzünlerim Buselik, çıkamadım Raks makamından, peşpeşe sıralı dert kadehlerim, Keman solusunda Viyolonsel yüzüm. sığıntım her dal üryan, Limanlar üşüşüyor kanatlarıma, cesurdum eskiden kuru gürültülere, zafer bayraklarına asardın pabuçlarımı, sözün tükendiği boranlar eserdi avuçlarıma, öksüz yağmurlar düşerdi sen kokmayan dolulara. bırak Kardeşim! tükettin harcırahını gönül arazilerinin, sana dökülmeyecek tohumlarım dalından, kuru dal gibiyim yürek harmanlarında, hasadım sen olmayacaksın bitik sevdaların, zaman payeleri dökülecek sarı başaklara… sökün tutacak kırlangıçlar, aşkın ilk kıvılcımına… tutuşan ben olacağım, eteklerim yanacak önce, ardından sensiz güller… kırmızısı düşse de tenime, 19.07.2010 her kapı aralığında gölgeye sinen sızılarım var, eskiden kuru gürültüye pabuç bırakmayan kulun şimdi kendi gölgesinden kaçar oldu aşk uzak iklimlerde… |
bu usta kalemı tebrik ediyorum selamlarımla