Bir Tutam Karanfil
bulanık yüzünden çekmiş karanlığını yine gece
kızgın korlarda yanıyor gibiyim keskin alaz siyahında sabahı bekliyorum yine gözlerim hiçliğime gergin sıcak bir anne elinin saçıma değen derin hülyalarında solgun zamanlar kotarmışım demek ki uykusuzluğun göçebe sarhoşluğundan kalbim beynime meydan okuyor yine fütursuzca tanıdık bir ateşte çözecektim yüreğimin buzulunu serkeş bir karayele tutunup, az daha denizleri yırtacaktım insafsızca nedir beni bu çığırtkan şehirden alıkoyan çirkef hep mavi rehin kalıyor nedense kızıllığın ihbarlı yıkımlarında çenemde kan lekesi kurudukça yargılandığım her vurgunda bir ayyaş gibi düşüyorum döşekten ölü saatlerin soğukluğunda yine sisli bulvarları içimdeki kayıp kentin sohbetinden öfke kusuyor ekşimiş tütün dumanında boğuldu yine asuman merhametim hicranınım buğusunda yanıyor derin yalan çukurlarında makaslanan dilimim ilmeğinden darağaçlarına uzanıp boynuma sarılan ölüm yağlı urganlarda hayat buluyor zelil bir yağmur var gözlerinde toprak beni içine çekiyor katlandı yorgunluğum artık ömrümün ıslanan yüzünde dinmeyecekse fırtına yazgım yıllara yayılan silik bir ıslık kalsın nasılsa.. bir tutam siyah karanfilim saksılarda Faruk Civelek |
tebrikler...