ACI KAPSÜL//Sevgi sardım şekerli kapsül içine hazımsızlık çekiyorum bu aralar, bir kükreme sinemde sanki şimşekler çakıyor şakağımda fıtratını çekiştiriyorum kaderin fizik kuralını hiçe sayıyorum zaman zaman felsefenin içine dalıyorum ya da gaz lambasında mum bir hoş oluyorum bu aralar yanıyorum… dağlara vuruyor gözlerim dorukları düşüyor gövdeme cılız ot gibi kayaların üstünde tünüyorum şafak vakti ninnileri yükseliyor ruhumun girdabında yalpalıyor sedir ağacı rüzgârın haşmetinden kuruyan kollarım düşüyor yalanların beşiğine uyuyorum… uygun zamanların tırnağını söküyorum gerçeğin safari rengine bulanmış düşlerin acımasız nasırını söküyorum hançer saplıyorum akrebin boğumuna ansızın kanayan bir damla zehir mi ? yoksa… sırtımdaki diş izleri leylim günlerin ateşinde somuruyor gece gündüzü nice zifaflara şahit oluyor bal yalayan minik arı kendine yalancı baharların tozlu kokuşması sarıyor evreni dumanında nice masum bebeler çığlık çığlık ve bir titrek küheylan koşuyor gözlerimden tutunarak kirpiklerime silmeye korkuyorum. şimdi; nice kimyasalın analizinde ayrışıyor katışmamış cıva gibi tuzunu unutmuş galiba sevginin İbni Sina yada Farabi anasonu kapsüle sarılmış acı! bir sevgi içiyorum... -bazen şifa/ bazen de zehir- |