Desen ki*Desen ki; Kurşun ağırlığında külfetinle ezildi umutlarım İrili ufaklı cesetler bıraktı yol sapaklarında gözlerim -Kiminiz devdi kendi bedenine sığmayan -Kiminiz bedenin içinde bir karış insan olmayan Sizi bir bir ben öldürdüm… Eyvallah! // Teneşire yatırıp yeni bir günü Maşrapayla su taşıyoruz kırk dereden Aklamaya çalışıp suretimize yapışan Gece yanığı düşleri Kirli sakalını tıraşlıyoruz toprağın bil ki; Çok/genli mısralar taşıyor şiirin çekinik yanı Ruhumuzun dar sokaklarında yankılandı Vivaldi dört mevsim Kuğu gölü balesinde ağır roman besteledi Çaykovski Satır aralarında bağırdı kırk haramiler -Açıl susam açıl! Dominant çıktı bizim ustura Kemal … Hani anlayacağın! Desen ki; Taze kaşarlanmış yeni bir güne cemre düştü Nuh tufanına tutuldu atlasın etekleri Yeniden harmanlandı taze baharın mavi çiçekleri İnan Bir gül(Ü)vereceğim Ki; Oynar başlıklı bir hayatın Âminsiz salâvatını çekiyor kader Hangi yöne koşsak Kayıyor ayaklarımızdan zaman Tutunamıyoruz! Kendi boyunu aşan karanlığın zulmetinde Yeniden içimize düşüyor gölgemiz Kuşluk vakti Ümmü AŞCI (ÜMA) *Emekleyerek çıktığımız hayatın dik yokuşunda, bir nebze nefes alıp, şiirin kanatlarına tutunmak uçuruma bir adım kala Teşekkürler şiir yoldaşlığına emeği geçen tüm dosta Saygıyla.* |
Selamlarımın çokluğu ile... uzaklardan...