adı yoktuadı çocuktu başka ismi yoktu acıydı yutkunmasında nefesi yoktu derindi yaraları yaşamamıştı çocukluğunu bilmedi bilmiyordu nedemekti çocukluk misketleri hiç olmadı umutlarını zaten çöpe atmışlardı çelik çomağı yoktu onun telden sapı olan plastik arabası yoktuı ama biliyordu perşomen kağıtlarında kirletmişlerdi hayatını yazmışlar kararlar almışlardı yoktu o sadece çocuktu oyuncuydu içindeki çoşkuda gözlerinde yeşil mavi geleceği vardı görememişlerdi halbuki insandı o; yaşaması özlemesi sevmeside vardı seviyordu dört duvar olsada hayatı kirlensede elleri yüzü o yeni kıyafetleri de biliyordu ama yoktu katlanıyordu hep susuyordu konuşanlara karşı yeşili kırları koşmak istiyordu okula gitmek yazmak yeşermek kara tahtada her kez gibi gururla ben Türküm demek diyemedi hiç uçurtması yoktu nasıl olsunki uçmak nasıldı bilmiyordu çiçekleri papatyaları görmüştü sadece kokusu güzeldi belkide hiç koparmamıştı dalından koparamazdı o biliyordu herşey yerinde dalında güzeldi çoğalacaktı diye biliyordu büyüyecekti ki ailesi olacaktı belki o yeşertecekti çocuk olan öksüzlerini karşılıksız vercekti tatmadığı sevgisinden ve umut dolu geleceğini kaderinin acılarıyla yoğurup hazırdı belki de kendi zorluklarıyla savaşmaya çünki o çocuktu ve çok güçlüydü n.altın 13/07/2010 |
susmasın kaleminiz..
Selam ve dua ile
Saygılar.