kasap hep et peşindeyken
koyun nasıl geçer can derdinden......
ben dünyayı sevgiyle tek başıma döndürmeye meğilliyken
ömrüm nasıl döner şark’ta mecburi hizmetten...
ah benim kıvırcık saçlarım..!!!



bebeğini bekleyen ana,dokuzuncu ay’a kilitlenirken
hızlı koşucu,bir milisaniyenin ötesine hedeflenirken
geç kalan yolcusu için
hangi uçak bir saniye geç havalanır,
hangi tren bir saniye geç kalkar,
hangi otobüs bir saniye geç yol alır,
yandı biletler,geçmiş ola...
ve ben,ah benim harcamaya kıyamadığım hazinem,zaman’ım...derken,
bu ne bol vakittir sende ki,
her yonca öbeğinde dört yapraklıyı bulmak için
yıllarını harcarsın..
boşver küçükhanım boşver,geçelim
yoncanın dördüncü yaprağıda bulunmayıversin..
saati kur,zamanı ayarla,şanssızlığı sustur
sonra gel saçlarımın tellerini örelim
ah benim kıvırcık saçlarım..!!!



bana dünyanın düzeninden bahsediyorsun,
birileri doksan dokuz çift pabuçtan birini seçemezken
birileri koltuk değneğinin boyunu denk getirip yürüyemez...
birilerinin midesi ye kürküm diye diye bolluktan hazmedemezken
birilerinin yokluktan nefesinde koku bile kalmamıştır...
birileri yalan üzerine yalanla alkış toplarken
birileri dürüstlükten can verir..
birileri temiz gözyaşlarını tenhalarda dökerken
birilerinin kirli kahkahaları sokakları kirletir..
boşver bey’im boşver,geçelim
bir eline düzeni al,bir eline düzensizliği
al işte birini,vur ötekine..
sonra,istersen düzensizliğin tarafında beraber bir elma dişleyelim
düzeni bulunca gel saçlarımı kökünden keselim..
ah benim kıvırcık saçlarım..!!!　





CANAN KARATOĞMA