elim sende
bir bakıyorum
dökmüşsün oyuncaklarını yüreğimin orta yerine, oyuna çağırıyorsun beni. körebe diyorsun kapatıp gözlerimi ışıksız bırakıyorsun düşlerimi.. çelik-çomak diyorsun önce bir çember oluyorsun benliğimde gitgide genişleyen. sonra en yeşilinden bir çitlembik dalı gibi akdenizi süsleyen toroslar oluyorsun kaçıyorsun kıyılarımdan. saklambaç diyorsun saklısın derinliklerimde mavisin gecesin sesinden tanıyorum gözlerini düşlerimde sobeliyorum seni. isim şehir diyorsun... ben adını söylüyorum sen sevdalarını sevdalılarını... şehirse bu şehre hiç uğramıyorsun bile, ben seni kendime şehir bilmişken. bir gün de kumdan kaleler yapalım, düşmanları olmayan. kağıttan gemilerde yüzdürelim umutlarımızı sonsuz maviliklerde. bir gün de dalga olalım bir martıya kanat olalım... beraber oynayalım hır çıkarmadan kavga etmeden. arada bir mızıkçılık yapmasan ölürsün sanki ebe olduğunda gözlerini aralayıp bakmasan, düşüp ağladığımda kaşlarını yıkmasan ölürsün sanki. gel.. gel bu çağrı benden bir gün de elim sende oynayalım. sen tut elimi, sarıl bana sımsıkı, bırakma. elim elinde kalsın değmişken gözlerin gözlerime. çocuk yüreklerimizle oyunlar oynayalım. yeni dünyalar kuralım. ellerimizde pamuk şekerleri rengarenk balonlar.. misketi fırlatırken unuttuğumuz gibi dünyayı çocuk yüreklerimizle yaşayalım aşkı. 28/06/2010 ödemiş |
Yüreği sıcak, yüreği umutlu şair..