umudun hiç yanı
öyle çok özledim ki
ellerini bir mektubun zarfını yırtar gibi yırttım kenarından elinin değdiği ebruli düşlerimi... dağlara baktım ırağından mor dağlar yakınında dal uçları gül ağlar... döndüm kendime öyle çok özlemedim ellerini dedim fısıldayarak... yırtık ve kirli bir bohçaya koyup asırlık bir dala assam yüreğimi yahut bir aralık günü karankının suyunda yusam meşe külünde durultsam yıllarımı... göçüp gidiyor toprak bile topraktan can tenden gider gibi öyle çok özledim ki gözlerini ay aydınlık geceler gibi ışıl ışıl karankıya giden yol.. vakit dar değilse dar değilse vakit yarsa yüreğime kaparım gözlerimi gül vaktidir.. öyle çok özlüyor ki insan yol diyor umarsızlığına gül diyor karamsarlığına ve yan diyor sadece yan sadece yan an/a her şeyin bir hiç yanı var dünün hiç yanı günün hiç yanı ve umudun hiç yanında senin ellerin var senin gözlerin... senin... karankı günlüklerinden kiraz 18/12/2023 |
Selam ve sevgilerimle.