10
Yorum
50
Beğeni
0,0
Puan
912
Okunma
öyle çok özledim ki
ellerini
bir mektubun zarfını yırtar gibi
yırttım
kenarından
elinin değdiği
ebruli düşlerimi...
dağlara baktım
ırağından
mor dağlar
yakınında dal uçları
gül ağlar...
döndüm kendime
öyle çok özlemedim
ellerini
dedim
fısıldayarak...
yırtık
ve
kirli bir bohçaya koyup
asırlık bir dala assam yüreğimi
yahut
bir aralık günü
karankının suyunda yusam
meşe külünde durultsam
yıllarımı...
göçüp gidiyor
toprak bile
topraktan
can tenden gider gibi
öyle çok özledim ki
gözlerini
ay aydınlık geceler gibi
ışıl ışıl
karankıya giden yol..
vakit dar değilse
dar değilse
vakit yarsa yüreğime
kaparım gözlerimi
gül vaktidir..
öyle çok özlüyor ki
insan
yol diyor
umarsızlığına
gül diyor
karamsarlığına
ve
yan diyor
sadece yan
sadece yan an/a
her şeyin bir hiç yanı var
dünün hiç yanı
günün
hiç yanı
ve
umudun hiç yanında
senin ellerin var
senin gözlerin...
senin...
karankı günlüklerinden
kiraz 18/12/2023