ELVEDA
Buruk bir elvedanın
Gözlerinde kanarken şiirlerim Dönüş yok !!! Tükettiğimiz herşey artık çok geride Oysa elveda derken bile Son durağa yerleştiriyorum seni Sana gelir gibi yürüyorum Ölür gibi yürüyorum Elveda... Sahipsiz kalan hatıralar Toprakla buluşuyor bedenimden önce Kalbim ayaklarıma küsüyor Haykırıyor son nefesiyle gitme gitme!!! Kör bir kadın gibi yürüyorum Bütün yollar Yusuf’un kuyusu Yeniden düşmeyi dileyerek yürüyorum Dudaklarımda ince hatlı bir ihanet elveda Sol yanımda bir dağ yıkılıyor İçimde siyah beyaz bir çocuk ağlıyor gitme Gözlerimin ufkunda bedenimi parçalayan hüzünler Sancılı kanamalar başlatıyor Yağmuru tükenmiş şehirlerde Bir gözlerini götürüyorum gittiğim yere Yangın yeri gözlerin kıyamet günü gözlerin Çölün susadığı andır serap Dudakları hasretle kanayan farazi bir cennet Elveda serabım... Yağmuru tükenmiş şehirlere gidiyorum Sana gelir gibi yürüyorum Ölür gibi yürüyorum Elveda... İsa’nın rotasında göğe çekiliyor kelebekler Ellerimde kırık dökük şiirler solmuş kelimeler Alev alıyor adı olmayan caddelerde Vazgeçmelerin baldıran tadı dudaklarımda Aşk yorgunu yollar yürüdükce canıma yürüyor Göz diplerimde üşüyor hasretimin alevinde bozkır geceleri Elvadalar gül kokulu tırnaklarıyla Kıyametimi kazıyor yollara Ölüm gibi alırken beni kanatlarına Bir gözlerini götürüyorum gittiğim yere Yangın yeri gözlerin kıyamet günü gözlerin Kuş sürüleri süzülürken özgürce gökyüzünde Artık bir senin serçen yoktur içlerinde Ağlayınca öldüğünü bilmezdim serçelerin İçimde birer birer tükenmeden önce Ölüp ölüp dirilen vakitte okunan zamansız sela Leyla’nın ölümünü izleyen mecnunun gözleri benimkisi Serçe kıyımında Adak ağaçlarına bağladığım çaputlar gibi Savruluyor sararıyorken yüzün Bir seda bekliyorum bir fısıltı ve susuşun Katlime fermandır gitme de gitme... Öyle bir terkediş ki bu Ne seni tanır aynalar ne beni Yok oluşun nefesinde erirken bedenimiz Bir gözlerini götürüyorum gittiğim yere Yangın yeri gözlerin kıyamet günü gözlerin Aşkın meydan savaşını kaybettik ikimizde Kaybedilen herşeyin yerine ateşe mahkumuz işte Sensizliğin ateşi alev alev yakarken içimi Ruhum cesetimi sürür yağmuru tükenmiş şehirlerde Sana gelir gibi yürüyorum Ölür gibi yürüyorum Elveda... BUKET CİHAN TEMÜR şiirimi programında okuyarak bana destek veren üstadım Kahraman Tazeoğlu na ve karşılıksızda verilir diyen kanatsız melek Defne Kasalar’a ve şiirimi benimle paylaşan okuyarak çoğaltan arkadaşlarımada çok teşekkür edrim |
Kelimelerin uhdesine sığınmış her elveda, biraz kırgın mıdır hayata.
Ya da hayat mı dayanaksızdır zamansız gelen elvedaların kıyısında.
Dizlerimden kesilen mecal, hangi bahara tercümanlık ediyor şimdi ey yâr.
Sensiz her yer yangın yeri, her çığlık intizar.
Sensiz can da yanar, an da!
Şiirde çok değişik bir tat var, bana bir sürü tınıyla geldi içindeki ahenk. Öyle çok şey yazdırır ki insana. Zaten "ELVEDA"
Şiirin adı bile bir roman konusu.
ve ses öyle yakışmış ki bu veciz şiire.
İçten tebriklerimle şair.
KargülüALMILA tarafından 12/25/2012 5:06:36 PM zamanında düzenlenmiştir.